Vartonun Nabzı,Varto haber portalı www.vartositesi.com adres, üzerinden sizlere ulaşmaya devam ediyor.Bu sayfa 2008-2011 dönemindeki arşivimize aittir
7.GÜN/ YENİGÜN / New(i)roz/
(Bizim yedimiz ?!) Hawtema
HAWTEMAL ÜZERİNE :
--------------------------------
Uyanışın, dirilişin, canlanmanın, Kış'tan Bahara geçişin, yenigünün başlangıcının adıdır bugün.
Bir tek bizim topraklarda - Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında -değil; Dünyanın türlü türlü yerlerinde,
farklı yüzlerce halk bu günü değişik isimlerle kutlar.
Bu yüzden 21 Mart hiç kimsenin tekelinde değildir.
Bu gün dünya halklarının değişik bayramlarının ortak adıdır.
*
Bizim coğrafyada YENİ GÜN ( ROZA NEWİ- NEWROZ) olarak adlandırılır bazı açıklamalara göre ise eski takvimlerde 9.cu güne denk gelen günün adıdır,
birazcık daha yakından bakınca NEW gerçekten 9.a da tekabül eder; fakat "hawtemal" deyiminde
kelimeye yüklenmiş mana muhtemelen "HAWT" kelimesiyle daha doğrudan ilgili olmalı, şöyleki; Eski takvimler 14 gün geriden gelir dolayısıyla 21 Mart'a girildiğinde aslında eski hesaba göre yedinci gün (HAWT) a girilmiş olur ve bu durum yani baharın ilk 7 si de Bolluk Bereket umuduyla selamlanır, bayram gibi kutlanır.
(tıpkı Hititler- hattiler dönemindeki purilli bayramı gibi)
Aynı bayramı başka yerelliklerde Kormişkan Bayramı diye kutlayanlar da vardır. Ve Newroz'u coşkun ateşin sıcaklığında binlerce yıldır kutlayanlar da ...
**
Kürtlerin,Türklerin, Zazaların, Arapların,Ermenilerin, Farsların, Süryanilerin, Ermenilerin,
Kızılderililerin, Çinlilerin, Arnavutların,Makedonların, Boşnakların,Sırplar'ın bayramı...
(***)
Müslümanların,Zerdüştlerin, Yahudilerin, Hristiyanların, Maniheistlerin,Alevilerin...
değişik inançların bayramı...
Herkes kendi adını vermiş,
herkes kendi inandığı gibi kutluyor.
Bilim dünyası bile bu günü EKİNOKS olarak selamlıyor.
Gecenin hükümdarlığının bittiği, Eşitliğin başladığı hatta GÜNDÜZÜN -
IŞIĞIN-AYDINLIĞIN daha da çoğalacağı günlerin müjdecisi olarak 21 mart sonsuz
güzellikleri ifade eden bir kodlama sadece.
Bu kadar önemli bir gün ayrıca :
" Irk Ayrımıyla Savaş Günü;
Dünya Ormancılık Günü, ve
Dünya Şiir Günü" olarak da kabul edilmiş... düşünün artık...
Yeniyıl'ın başlangıcı olarak gören kültürler de var ve bu çok mantıklı.
O halde
21 Mart eşitlikse;
Kadın ve Erkeğin,
Bütün kültürlerin,
Bütün dillerin,
Bütün renklerin,
sayısız güzelliğin EŞİTLİĞİ
gerçeğe dönsün,
Barış ve Kardeşlik bir rüya değil
yaşamın ta kendisi olsun...
Dilediğiniz gibi kutlayın bu güzel günü!
Kutlu olsun hepimize dostlar ...
*Veli BEYAZGÜL...
5 Mart 2010 | ||||
| ||||
Sakîna’nın ilk solo konseri, Per Sound müzik grubunun Köln’deki Kültürler Sahnesi’yle işbirliği altında düzenlediği konserler dizisinin üçüncüsü olarak önceki akşam gerçekleşti. Sena ve Çar Newa elemanı Serhat’tan sonra Per Sound ile Kültürler Sahnesi’ni paylaşan Sakîna’ya bağlama, tar, ut ve davulda Hakan Akay, basda Philipp Bardenberg, bateride Florian Bungardt, rhodes piyanosunda Lars Duppler, perküsyonda İnan Akay, gitarda Johannes Behr ve çelloda Teemu Myöhaenen eşlik etti. Salonun tıka basa dolduğu, birçok müzikseverin ayakta izlediği konser Per Sound grubunun enstrümantal introsu ile başladı. Farklı zaman ve mekanlarda doğan enstrümanları aheng içinde buluşturan Per Sound’un yoğun alkış alan girişinden sonra Sakîna, sözleri ölümsüz Kürt şair Cegerxwîn’e, müziği Nizamettin Arinç’e ait ‘Ey Xabûr’ parçası ile konserine start verdi. Cegerxwîn’in Xabûr nehri ile diyaloğunu bazen bir çocuğun masum sesi, bazen başkaldırıcı, ama acılı tınılarla yorumlayan Sakîna, ardından ‘Bêrîtan’ı seslendirdi. Bu arada konserin moderatörlüğünü yapan Alman oyuncu Mike Reichenbach, tek tek seslendirilen parçaların temasını dinleyicilere aktardı. Sakîna, konserin ilk bölümünde devamla Dimilkî ‘Roy mi’, yitirdiğimiz Aram Tigran’ın ‘Yarê’, ‘Washtiyer re’ ve Botan bölgesinin yöresel parçalarından ‘Narînê’yi söyledi. Verilen aradan sonra devam eden konsere yine Per Sound’un enstrümental bir çalışması ile giriş yapıldı. Konserin bu bölümünde ağırlıkta kadın şarkılarını söyleyen Sakîna, ‘Bûkê’ ve ‘Ünzile’ şarkılarında, oldukça sıcak salonda bütün herkesin tüylerinin diken diken olmasına sebep oldu. Söz ve müziği kendisine ait olan ‘Sema’ şarkısını söylemeden önce ilk defa sözü alarak, “Üç Sema tanıdım, üçü de yandı” diyen Sakîna, aslında bu parçada Sema kodadlı Fatoş Sağlamgöz’ün son sözlerini ezgi ile buluşturduğunu belirtti. Arkadaş Tiyatrosu’nun Kültürler Sahnesi’nde ardından oldukça duygulu anlar yaşandı. Bir ananın ‘kuzum’ dediği evladına olan sevgisi en yalın ifadelerinden olan ‘Berxam’ parçasına sıra geldiğinde, Hakan Akay dinleyiciler arasında bulunan Sakîna’nın annesi Gülnaz Beyazgül’ü sahneye davet etti. Kısa bir süre önce, uzun yıllardan sonra kızını görebilme şansına erişen Gülnaz ana, Kürtçe’nin Dimilkî lehçesinde kızı için bir ağıt yakınca, salonda bulunan birçok kişi gözyaşına hakim olamadı. Ama Kürtlerin yaşam gerçeği bir nevi yarımay gibidir. Bir yanı acı dolu iken, bir yanı özgür yarınlara özlem ile doludur, coşkuludur, aydındır. Ve konserin sonunda Sakîna da daha ritmik parçalarla kendisini dinlemeye gelen 250’ye yakın insana bu coşkuyu da tattırdı. Önce yine Botan yöresinden bir parça olan ‘Zewî’yi söyleyen sanatçıya, ardından Mehmet Akbaş eşlik etti. Akbaş ve Sakîna, dinleyicilerin hem alkış, hem de gülümsemelerle katıldığı ‘Berde’ parçasını seslendirdi. Konserin sona erdiği dakikalarda izleyicilerin yoğun alkışlarına Sakîna ve Hakan Akay salonda bulunan sanatçı arkadaşlarını da sahneye davet ederek karşılık verdi. Yılmaz Beyazgül, Mehmet Akbaş, Şengül, Canê, .... Sakîna ile birlikte ‘Lê Bûkê’ parçasını söyleyerek, güzel bir final gerçekleştirdiler. Sakina'nın bir diğer sanatçı Mehmet Akbaş ile birlikte okuduğu zelo adlı ezgisini Youtube kayıtlarından sizlere sunuyoruz. (VARTOTV) İlgili başka bir Haber: Sakina’dan kadın dilinden kadın şarkıları... Haber:MERAL ÇİÇEK/KÖLNKaynak:YENİ ÖZGÜR POLİTİKA http://www.vartositesi.com |