vartositesinin 2008-2011 dönemi kayıtları burada. Ancak 2011-2012 ve daha sonrasının güncel kayıtları için lütfen www.vartotv.com adresine gidiniz

vartositesi yenilendi

vartositesi yenilendi
Gitmek için tıklayın !

Bana iyi bak general - Ece Temelkuran -vartositesi.com

Bana iyi bak general!

Ece TEMELKURAN-ın milliyet gazetesindeki yazısından alıntıdır.
13 Eylül 2009 Pazar 12:43
12 Eylül darbesinin idam ettiği ve 25 yıl boyunca mezarı bulunamayan Veysel Güney üzerine Ethem Dinçer’in 6.9. 2009 tarihinde Radikal-2’de yayımlanmış ‘Beni hatırladın mı general?’ yazısına devam olarak...
Bana bak general! Yüzüme iyi bak! Çünkü general, benim çocuğum da bana benzeyecek. Aklında tut yüzümü.
Aklında tut, çünkü general, er ya da geç senin torunun, benim çocuklarımdan özür dileyecek. Sen torununa hesabını vermediğin cinayetleri miras bırakıyorsun.
Torunun senin gibi olmayacak general. Ama benim çocuğum aynı bana benzeyecek.

Torunun general...
Senin torunun general, senin yaptıklarını benim yazdıklarımdan öğrenecek. Alman çocuklar Yahudilerden nasıl özür diliyorsa her gün, şimdi, senin torunun da, hiç işlemediği günahlar için, benim çocuklarımdan özür dileyecek.
Bana iyi bak general! Sen bu memleketin ümüğüne çöktüğünde ben sekiz yaşındaydım. Bir sabaha karşı annem ağladı. Babamın yüzü ihtiyarlamıştı o sabah. Ben böyle bildim senin ne mal olduğunu. Ben o sabahı unutmam general. Kitaplar okudum, hikâyeler dinledim. Sen, suçlarınla başka bir ülke, günahlarınla başka bir insan yaratmak istedin. Ama bak işte, ben olmadım. Ben general, sana karşı kazanılmış bir zaferim. İşte burada yazıyorum. Bana iyi bak general! Çünkü bu memlekette benden çok var.

Zalimleri hecele...
Bana bak general! Sen darağaçlarını kurduğunda ve Kürtleri Diyarbakır Cezaevi’nde ‘Co’ adlı bir ite selam durdurduğunda ben, dokuz yaşındaydım. Sen yazdırmadın, konuşturmadın, senin gibilere memleketi suspus selam durdurdun, unutturdun. Ama şu işe bak ki general, ezberden sayabilirim hepinizin adını, soyadını. Bana iyi bak general! Çünkü benim çocuğum da bana benzeyecek. Tıpkı benim gibi olacak o da; okumayı zalimlerin adlarını heceleyerek sökecek.

Böyle bir ülke...
Söylesene general, ben niye Commer’in ismini biliyorum? Co’yu neden bilmeliyim ben? Kaç kadına copla tecavüz edildiğini, insanların foseptik çukurlarında bekletildiğini, Mamak’ta başlarından aşağıya boşaltılan suyla ayakları buzlu zemine yapışmasın diye zıplayan çıplak adamları niye bilmeliyim? Bi’ deyiversene general, babasının çocuğuna tecavüze zorlandığını niye öğrenmeliydim? İdam sehpalarında adamların kendi taburelerine tekme attığı niye rüyama girmeliydi daha 16 yaşımdayken? Erdal Eren’in yüzü niye aklına kazınsın bir çocuğun daha 10 yaşında? Bütün bunlar olmamış gibi yapan bir ülkede yalan söylememeyi öğrenerek nasıl büyür bir çocuk bilir misin general? Nasıl okur, nasıl gazeteci olur?

‘Hayır duam’
Ben sekiz yaşındaydım ve sen gelip bana böyle bir hayat verdin, böyle bir ülke, böyle insanlar. Zalimlerin isimlerini unutmamam gereken bir ömür verdin. General, sen beni, çocuklarıma bunları öğretmeye mecbur ettin.
Bana bak general! İyi bak general. Adımı ezberle. İyi bak general. Çünkü benim çocuğum da bana benzeyecek.
--------------------------------------------
www.vartositesi.com TEKNİK BİR SORUN NEDENİYLE BİR SÜRE BOYUNCA BU YAZI İLE MANŞETİNİ KORUYACAK.Sitemizdeki yakın zaman dosyalarımıza bir süre ulaşamayabilirsiniz.Ancak daha eski tarihli yazılar ve dosyalara ulaşabilmek için http://varto.blogcu.com adresimiz sürekli açık. Üst başlıklarda bulunan butonların da bir bölümü çalışıyor.Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Sorun çözülünceye kadar sevgiyle kalın...

http://www.vartositesi.com
VARTONUN ÇIĞLIĞI

Darbecilere sorular - 12 Eylulun ardindan - Radikal2

Mezarsız Veysel Güney'den darbecilere sorular


Mezarsız Veysel Güney'den darbecilere sorular

Veysel Güney.
Erdal Eren.
Serdar Soyergin.
Kadir Tandoğan (soldan sağa).



ETHEM DİNÇER


RADİKAL 2
/
06/09/2009


Yüz binlerce kişiyi işkenceden geçirdiniz. Siz DAL'ı bilir misiniz general? Filistin askısını, elektriği, Diyarbakır Cezaevi'ni?

Beni hatırladın mı general? Ben Veysel Güney. Mezarsız ölüleri görür müsün düşünde? Bak diğerleri de burada. Necdet, Serdar, Erdal, Ahmet, Kadir, Mustafa, İbrahim Ethem, Seyit, Necati, Ali, Ramazan, Ömer, Mehmet, Erdoğan, İlyas, Hıdır.


Madem referandum istedin yargılanmak için, işte yapmaya geldik. Sen, turuncunun serbest, mavinin yasak, zarfların şeffaf olduğu bir referandum yapmıştın. Öyle yasakladın ki hayır oylarını, mavi kart haberleri için bile gazete toplattınız! Burada evet de serbest, hayır da. Korkma general! Yargılanıp cezaevine girdiğinde resim malzemelerini almayız elinden.

Necdet Adalı’yı bilirsin general. Necdet giydi ilk beyaz gömleği. Üç kişilik heyetten askeri üyenin katkısıyla ikiye bir çıktı idam kararı? Askerlerin ne işi vardı sivil mahkemede? Evet oyu veren sivil yargıcın “TBMM kabul etmez nasıl olsa” diye evet verdiğini biliyor musun? Yasal zorunluluk ortadan kalksın diye, MGK’nın TBMM yerine konularak idamları onayladığını hatırlıyor musun? Daha 25 gün geçmemişti darbenin üstünden, astınız Necdet’i. İdamlara başlamasak nasıl kıracaktık halkın direnişini diye düşündün belli ki!
Avukat yok
Bak bu Serdar... Sarı Serdar. Serdar Soyergin. Yakalanması, yargılanması ve idamı 42 gün sürdü. Avukat istemişti Serdar. Cevabınız, “Daha önce böyle bir talepte bulunmadığı için reddedilmiştir” oldu. Daha öncesi yoktu ki general! Zaten ilk ve tek duruşmaydı! Serdar’ın yüzbaşıyı öldürdüğünü iddia ettiniz. Oysa mahkeme heyeti de dahil herkes biliyordu ki, yüzbaşıyı vuran Serdar değil Süleyman’dı. Konseyde konuştunuz üstelik Serdar’ın yüzbaşıyı vurmadığını. Yaralı ayağıyla işkence yaptınız Serdar’a. Yine de öldürmediğini söyledi. Tek celse, tek duruşma. Serdar’ın kangren olmuş ayağı kesilse idam edilmeyecekti, ama kabul etmedi Serdar. Kitabına uydurup astınız onu.

Korkuttunuz general. Bastırdınız. Bir milyondan fazla kişiyi gözaltına aldırdınız. Yüz binlerce kişiyi işkenceden geçirdiniz. Siz DAL’ı (Derin Araştırma Laboratuarı) bilir misiniz general? Filistin askısını, elektriği, Diyarbakır Cezaevi’ni? Esat Oktay Yıldıran’ı? Köpeği Co’ya esas duruşta durmayan tutsakların hayalarının ısırttığını bilir misin? Saatlerce lağım çukurlarında tutulduğunu bilir misin tutsakların? Fare yedirmenin ne demek olduğunu bilir misin? B.k yedirdiğiniz insanları unuttun mu? Babanın ço..... tecavüze zorlandığını bilir misin? Kapatacaklarmış Diyarbakır Cezaevi’ni. Kapanmadan bir geceni geçirir misin general? Dörtlerin yandığı koğuşta hem de! Zulmün üstüne ateşle yürüyenlerin koğuşunda? Bir gece general... Korkma! Biz işkence yapmayız!

Hep 17

Bak bu Erdal Eren... Erdal’a iyi bak general. O hep 17 yaşında kaldı. Daha sakalları çıkmamıştı. Kaç kez kemik incelemesi yapılmasını istedi avukatı. Son fotoğrafa iyi bak general! Avukatın taleplerini yerine getirmek yerine ne yaptınız hatırlıyor musun? Avukatı da tutukladınız general! Erdal’ın vurduğunu iddia ettiğiniz asker, çok yakından vurulmuştu! Adli Tıp 5 ile 35 santimlik bir mesafeden vurulduğunu söylüyordu. Oysa Erdal en az 13 metre ilerdeydi! Erdal’a verebileceğiniz ceza, en çok korsan eyleme katılma cezasıydı. Neden olay yeri keşfi yaptırmadınız? Neden ölen askerin elbiseleri mahkemeye sunulmadı? Asker başka bir askerin kaza kurşunuyla mı vuruldu general?

Veda mektubunu bile iç çamaşırına saklayarak getirdi Erdal. Çocuğu astınız ama çocuklar çabuk büyür zulmün üstüne. Erdal o yaşında başı dik gitti! Deniz’den nasıl öğrendiyse öyle! “Hadi eyvallah” dedi ve gitti!

Bak bunlar Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan! Sahi kimdi Ahmet ve Kadir’in öldürdüğünü iddia ettiğiniz kişiler? Ne işleri vardı Türkiye’de? Mahkemede kaç kez sordu çocuklar görevlerini açıklayın diye. Neden açıklamadınız? Vietnam kasabı Commer’in ülkemize gelmesinden üç gün sonra astınız onları. Öylesine çiğnediniz ki savunduğunuz hukukunuzu, cezaevi komutanı bile isyan etti. Avukatlara “Bu çocukları ABD yasalarıyla asıyorlar” dedi.

Mustafa Özenç’i bilir misiniz general? Avukatının Adana’ya girişini yasaklamıştınız. Neredeyse bütün siyasi davaları takip eden 10-15 avukat kalmıştı ülkede. Onların da duruşmalara girmesini binbir yöntemle neden engellediniz? Kente girişi yasak olan biri müvekkilini nasıl savunacaktı? Yasalar sizin yasalarınızdı, mahkemeler askeri mahkeme. Darbenin bile hukukunu çiğnediniz general? Büyük bir siyasi hareketin liderini, odasına çağırıp “Ben bir işkenceciyim” diyen Mamak cezaevi müdürünüz Raci Tetik aracılığıyla tehdit ettiniz mi? Konsey üyelerinden herhangi birine suikast düzenlenirse bütün siyasi tutukluları kurşuna dizeriz, dediniz mi? Bu yetkiyi hangi yasadan aldınız general?

İbrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar ve Seyit Konuk. Üç devrimci işçi. Daha darbeyi yaptığınız günlerde işveren örgütü temsilcisi açıklamıştı niyetinizi. “Bunca yıldır biz ağladık işçiler güldü, bundan sonra biz güleceğiz işçilerin anası ağlayacak!” Sendikaları o nedenle kapatmadınız mı? Karar duruşmaları 1 Mayıs’a denk gelmişti ve mahkemede “Yaşasın 1 Mayıs” dedikleri için iyi hal indiriminden yararlandırmadınız! Dünyanın her yerinde kutlanan bayramı kana buladınız! 13 Mart 82 gecesinde İzmir’i kana buladınız!

Cuntaya direnmek suçu

Ali Aktaş’ı doğum gününde astığınızı biliyor musun general? Hani idamını ailesine bile haber vermediğiniz Ali. Annesinin arzuhal yazdırırken idamını öğrendiği Ali. Gizlice gömdüğünüz, annesinin, Adana Mezarlığı’ndan çıkarıp köyüne götürdüğü Ali. Normal bir yargılamada çok kısa bir hapis cezası alması gerektiğini bilmiyor muydun general? Ali’nin mektubunu neden vermediniz? Köylüye neden Ali’nin adının anılmasını yasakladınız?

Sen bir teğmeni de asmaktan çekinmedin general. Arkadaşları Ramazan Yukarıgöz, Mehmet Kanbur ve Erdoğan Yazgan’la birlikte Teğmen Ömer Yazgan’ı astınız! Suçları cuntaya direnmekti. Ömerlere idam cezası veren yargıç, rüşvet suçundan tutuklanmıştı hatırladın mı? Avukatların heyetin şaibeli olduğu itirazlarına neden cevap vermediniz? Dört devrimcinin mektubunu 25 yıl neden sakladınız general? Ramazan’ın annesi Aysel Teyze’den mi korktunuz? Ömer’e “ordudaki devrimci yapılanmaları ver, idamını durduralım” önerisi götürdün mü? İdamlık devrimcilerden hain çıktığı nerde görülmüş general? En küçük bir pişmanlık belirtisi olmadığını gördün mü mektuplarında? Neden dördünü de ‘hasrolan vicdani kanaat’ diyerek idamla yargıladınız? Ömer’in teğmen, Mehmet’in bekçi olması intikam isteğinizi güçlendirdi mi? Darbeden sonra eylem yapmaları mı etkiledi sizi? İdama gitmeden organlarını bağışladılar Ömerler! Yoksul halkımıza ücretsiz verilsin diye bağışladılar. Ailelerin cenazelere sahip çıkmasına neden itiraz ettiniz? Ramazan’ın annesini oğlunun cenazesine sahip çıkıyor diye Metris’te yatırdınız! Mehmet’in kız kardeşini “Bu faşistlere gözyaşınızı göstermeyin” dediği için bir yıl yatırdınız içerde! Anaların öfkesi katilleri boğacak, sloganı tam da o günlerde çıktı, sizin için söylendi! Bütün bu zulmün üstüne yine de Ömer’in cenazesine yüzlerce insanın katılmasını engelleyemediniz! Cunta günlerinde yüzlerce kişi yakalarında Ömer’in fotoğrafıyla yürüdü general! Bizim ölülerimizden de korktunuz, dirilerimizden de. Analarımızdan da, kardeşlerimizden de korktunuz. Ömer’in babası bir mektup yazmıştı size hatırladınız mı? “Ben oğlumu 15 yaşında verdim askeri okula! Eğer ortada bir suç varsa bu sizin suçunuzdur” demişti!

Sen hiç “Ölümüm bebeklerin mutluluğu içindir” diyerek ölüme giden birini gördün mü? İlyas Has öyle gitti ölüme! Hani şu meşhur lafınız “Asmayalım da besleyelim mi”yi 3 Ekim 1984’te söylemiştiniz. İcazetinizle yeniden açılan TBMM’ye seçilen vekiller emir saydılar sözünüzü! İlyas Has’ın cezası hemen onaylandı! Beslemeyelim dediniz ve dört gün sonra astılar İlyas’ı! Dosyasında hiçbir kanıt yoktu! Neredeyse 30 yıl geçti üstünden. Ne ana Dev Yol davası bitti ne de ana Dev Sol davası. İlyas da ana davalardan yargılansa mahkeme uzayacaktı değil mi general?

Tariş’i bilir misin general? İşçileriyle, işsizleriyle, gecekondularıyla, üniversite öğrencileriyle koskoca bir İzmir direnişteydi! Direniş olur da intikam olmaz mı? Tariş’in intikamını Hıdır Aslan’dan aldınız general! Son kez darağacını Hıdır için kurdunuz! Hıdır’ın mahkeme dosyasında hiçbir öldürme olayının olmadığını bilmiyor musun?

“Her şeyin üstüne bir gül işlenecek” diye yazmıştı üstat. “Mezarsız ölülerin üstüne”. O mezarsız ölü benim! Ben Veysel Güney! 10 Haziran 1981’de astığınız, mezarı hâlâ kayıp Veysel! Annem babam seninle yaşıt, hâlâ ziyaret etmek için mezarımı arıyorlar! Defalarca soruldu, başvuru yapıldı. Korkuyorsunuz! Cenazem teslim edilirse zaman aşımı sona erecek. Soluğu mahkemede alacaksınız! Yargılanacağıma intihar ederim demek de kurtaramayacak seni general! Savcı cenazemi babama teslim edilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim etmişti! Yüzbaşının nerede olduğunu bilmiyoruz dediniz, yüzbaşının adresi Savcılığa bildirildi oysa! Devlet kendi personelinin nerede olduğunu nasıl bilmez general! Bir teğmeni öldürdüğümü söyleyerek idam ettiniz beni! 11 günde iki duruşmada idam verdiniz! Teğmeni ben öldürmedim! O karışıklıkta ya yanlışlıkla operasyon timi öldürdü onu ya da demokrat teğmeni infaz ettiler! Sahi bunun araştırılmasını önlemek için mi cenazemi vermiyorsunuz general! Veda mektubumu da sakladınız! Bütün arkadaşlarım gibi ben de haykırıyordum çünkü: Onlar bir avuç sömürücü azınlıktır! Biz halkız! Utanılacak hiçbir şey yapmadık! Halkımızın mutluluğu için ölüme seve seve gidiyoruz!

Son isteğim, yol kenarına kazılmış, üzerine devrim şehidi yazılmış bir mezardı! Yaptırmadınız!

Yoldaşlarım yapacaklar! Darbecilerden hesap sorulduğu gün bulacaklar! Nasırlı ellerin o görkemli bayramında bulacaklar! Çocukların aç kalmadığı günlerde! Annelerin kayıp çocukları için ağlamadığı günlerde general! Açan kızıl güllerde. Üniversite amfilerinde. Demir çelik işçilerinin alınterinde. Halkımın yüreğinde bulacaklar beni general! Bir gün mutlaka general!

Kaynak:ETHEM DİNÇER: Mersin 78’liler Derneği eski başkanı

www.vartositesi.com

Badan köyüne imece usulü kanalizasyon

İmece Usulu İle Köye Kanalizasyon Yapıldı
Muş’un Varto İlçesine bağlı Teknedüzü Köyünde imce usulü ile kanalizasyon yapıldı. Kanalizasyon yapımında ortaya çıkan dayanışma ve örnek çalışma köydeki diğer etkinlikler içinde uygulanacağı belirtildi. Köy halkı yıllar süren kanalizasyon sıkıntısının imece usulü ile yapılması köy halkı arasında ise güven oluşturduğu gözlendi. Kanalizasyon yapılınca köye tatillerini geçirmek için il dışında ve yurt dışında yaşayan köylüler bu yaz köylerine akın ettiler.

Her evde modern klozetli tuvaletler yaptıklarını söyleyen köy muhtarı Metin Aydoğdu.”Köyün 30 haneli ve 150 nüfuslu bir köy olduğunu belirterek, köyde kanalizasyon ve septik çukuru olmadığından tuvaletler kullanılmıyordu. Köylü kadınlarımız bana gelerek imce usulü ile kanalizasyon yapmayı önerdiler bende köyün erkekleri ile oturup durumu görüştüm. Ve sonuçta her ev koyunu, keçisini satarak kanalizasyon yapımına başladık.

Kadınlarımız kazma küreklerle kanalizasyonu kazdılar. İnsan gücünün yetmediği yerlerde kazıcı kepçe kiraladık.

24 bin TL harcama yapıldı hala 10 Bin TL borcumuz var dedi. Kanalizasyon yapılmasıyla yurt genelinde bulunan köylüler tatillerini geçirmek için buraya geliyorlar dedi.
Kaynak:Muş Valiliği

www.vartositesi.com
VARTONUN ÇIĞLIĞI

intihar etti denilerek tabutu gonderilen asker icin dava

Adana'da Kamalak ailesi, Ağrı Eleşkirt'te vatani görevini yaparken 'intihar ettiği' gerekçesiyle cenazesi gönderilen oğulları için yargıya gidiyor.

Adana'da 3 Eylül Cuma günü gelen acı haber Kamalak ailesini yasa boğdu. 2.5 ay önce davul zurna ile askere gönderilen oğul Volkan Kamalak'ın intihar ettiği belirtilerek Levent Mahallesi'nde oturan ailesine cenazesi gönderildi. Kamalak'ın cenazesi Buruk Mezarlığı'nda toprağa verildi. Aileye, şehit ailelerine takdim edilen bayrak verildi. Baba Hayri Kamalak'ı telefonla arayan bölük komutanı oğlunun 'atış eğitimi' sırasında çenesine dayadığı silahı ateşleyerek intihar ettiğini anlattı. Baba Kamalak, "Oğlumun komutanı bana, atış poligonunda tüfeği tutukluk yaptığı, komutanın tutukluğu giderdikten sonra atışını gerçekleştirdiği, sonra mevziden 3-4 metre fırlayarak tek mermiyle çenesine sıkarak intihar ettiğini söyledi. Daha sonra ise yine bir komutan, atış poligonunda arkadaşının silahının tutukluk yaptığı, komutanı onun silahıyla uğraşırken oğlumun bunu fırsat bilerek 3 metre ileri çıkararak herkesin gözünün önünde intihar ettiğini anlattı. Bu çelişkili ifadeler şehit babası olarak bizi kuşkulandırıyor." dedi.

"Evladımız intihar etse bile bu duruma getirenler kim, nedenleri etkenleri nelerdir?" sorusunu yönelten Baba Kamalak, "Biz sonuna kadar bu işin takipçisiyiz. Oğlumun hiçbir psikolojik sorunu yoktu. Çok başarılı bir öğrenciydi. Askeriyeden belgeleri bekliyoruz. Bize sadece anlattılar belge göndermediler. Önce sivil mahkemelere sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gireceğim. Biz burada halkı silahlı kuvvetlere, silahlı kuvvetleri de halka düşman etme gibi bir çabamız yok. Bir vatandaş olarak mağdur olmayı istemiyorum." diye konuştu.

Komutanların çelişkili ifadeler verdiğini söyleyen Kamalak, "Ben vatan millet sağ olsun. Bayrağımız var olsun. Başka evladım da feda olsun diye düşünmüyorum. Bayrağımız da vatanımız da yerinde duruyor. Benim canlı gönderdiğim evladımın tabutla gönderilmesinin nedenleri açıklansın. Çocuğumu o hale getirenleri, intihar ettiyse, intihar etmesine neden olanlar ortaya çıkarılmalı. Benim çocuğumun askerden önce hiçbir psikolojik sorunu yoktu." ifadesini kullandı.

Anne Meliha Kamalak ise oğlunun son telefon konuşmasında çok bunaltıldığını ilk izine çıktığında askerden kaçacağını söylediğini anlattı. Anne Kamalak, "Oğlumu ben sağlam teslim ettim. Hediye paketi yapar gibi tabutla gönderdiler. Benim oğlum intihar etmez. Rıza adlı engelli bir kardeşi var. Onu çok severdi. Sırf onun için bile intihar etmezdi." şeklinde konuştu. Kafalarında bazı soru işaretlerinin olduğunu anlatan anne Kamalak, suçluların bulunması gerektiğini aktardı.

Kaynak:(CİHAN Haber)

www.vartositesi.com

Sel ve savas yürekleri dağlıyor !

Bu günlerde yüreğimizi dağlayan bizi tarifsiz acılara sürükleyen 2 S var..Hani çok meşhur oldu ya 3G teknolojisi deyimi, bu öyle birşey değil.Bu 2S ne yazıkki savaşın ve sellerin yani ölümlerin kodlanmış hali ...
Trakya bölgesi ile Marmara'da ağırlıklı olarak da İstanbul'da etkili olan ve ağır sonuçlar yaşatan yağmurlar,sel baskınları, ve felaket olarak tanımlanabilecek son gelişmeler esnasında yakınlarını kaybeden bütün insanlara başsağlığı diliyoruz, maddi anlamda zarar gören bütün insanlara geçmiş olsun temennilerimiz
i gönderiyoruz.Vartoluların ve dostlarımızn yoğun olarak yaşadıkları bir çok noktada da etkin olan yağışlar ve sellerden zarar gören hemşehrilerimiz varsa dayanışma duygularımızı sunuyoruz.Ve önümüzdeki 3 gün boyunca da dikkatli olunması çağrısı yapıyoruz.

Şu anda ülke gün
deminde olan bu olayın yanısıra
Sözde açılım kelimesi ile tarif edilse de bir türlü içi doldurulamayan arkasında durulamayan ne olduğu henüz belli olmayan bir demokratikleşme hamlesi var.Sözdesini en başta eklemiştik.Samimi olunsa bu iş bir an öce biter.Şahin olarak tanımlanan çevrelerin -hangi taraftan olursa olsun- seslerini kesecek tek bir ses var,VİCDAN!
Kimse EMPATİ kuramıyor, kimse karşıdakinin yerine koyamıyor kendini ve hangi taraftan olursa olsun, adları ne olursa olsun yeni kayıplar gelmeye devam ediyor...tam da bu noktada
SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIKLARINA da ARTIK DUR DEMEK İSTİYORUZ.YOKSUL HALKLARIN ÇOCUKLARI ÜZERİNDEN KİRLİ SİYASETLERİNE DEVAM EDEN HER ODAĞI VEYA KURUMU KINIYORUZ.YETER ARTIK BARIŞ GELSİN !...

Konuya dair geçen gün bir çatışmada hayatını kaybeden Muş Malazgirtli erin babasının cümlelerini sizlere akt
armak istiyoruz."BAHÇELİ SUSSUN, O EVLAT ACISI NEDİR BİLMEZ”
Şehidin babası Mehmet Nasir Ulaş, yaptığı konuşmada Kürt açılımının bir an önce tamamlanması gerektiğini belirterek, açılıma sert tavır gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için, “Devlet Bahçeli’nin çocuğu yok. O evlat acısı nedir bilmez. O yüzden hiç konuşmasın, sussun. Bu konuda hiç tepki göstermesin. Bu sorun çözülsün evlatlarımız artık ölmesin.” dedi.

Annesinin cümleleri ise şu şekildeydi

BAŞKALARININ ÇOCUĞU ŞEHİT OLMASIN
Anne Taliha Ulaş ise iki gün önce oğlu ile telefonla görüştüğünü anlatarak, “Oğlum bana, yerinin çok iyi olduğunu söyledi. (Herhangi bir sıkıntım yok. Eğer ben şehit olursam sakın ağlamayın) dedi. Benim oğlum şehit oldu. Canı veren de Allah alan da Allah. Benim çocuğum şehit oldu, başkalarının çocuğu olmasın. Bu Kürt sorunu bir an önce çözülsün. Hiç kimsenin annesi ağlamasın. İki tarafın da annesi var. İki tarafta da yürekler yanıyor, anneler ağlıyor. Artık bu süreç hızlansın ve sorun bitsin.” şeklinde konuştu."

Kaynak:Haber Ajansları


VARTONUN ÇIĞLIĞI
www.vartositesi.com

gorgu koyu qurcik tanitimi vartositesi.com da


Köylerimizi tanıtmaya Görgü Köyü ( Qurçık) ile devam ediyoruz.
Bu köyümüzü tanıtabilmemiz için sitemize fotoğraf ve tarihsel bilgileri ulaştıran Bayram AKGÜL ' e teşekkür ediyoruz.-vartositesi.com-

KURÇİK TARİHİ



Varto’nun en büyük köylerinden biri olan Kurçik (Görgü köyü) ve yanı başında bulunan Goma Zıle (Koçyatağı köyü) iki kardeş köydür. Bu köylerde yaşamını sürdüren yaklaşık 150 hane vardır.

Klavsız aşiretine bağlı yedi çocuktan ikisi şimdiki “Kurçik” köyünün olduğu bölgeye gelip yerleşmişlerdir. Yerleştikleri bu bölgenin dağlık ve çok taşlık olduğunu gören iki kardeş buraya Kurçik ismini uygun görürler. Topladıkları taşların yığıldığı yerler hep kurç görünümde olduğu için Zazaca “Kurçik” demişler ve yıllardan beri Zazaca ismiyle anılmış ve öyle bilinmiştir. Günümüzdeki Türkçe ismi ise “Görgü’dür.” Her iki isimde günümüzde kullanılmakta ve bilinmektedir.

Hayderan aşiretinin bir parçası olan Kılavsız aşireti ( Ailesi, Kabilesi), Varto’ya yaklaşık olarak 600 yıl önce Erzincan’ın Tercan bölgesinden geldiği bilinmekte ve günümüzde yaşayan büyüklerimiz tarafından dile getirilmektedir.

Kılaye siya adındaki aile reisi yedi çocuğu ile birlikte ilk önce Varto’nun Zaçeğ köyüne yerleşir. Zamanla bu aileye Zaçeğ köyü küçük gelmeye başlar, ardından arazi yetersizliğinden dolayı Varto’nun değişik bölgelerine dağılır ve oralarda yerleşik bir hayat kurarlar. Kılavsız’lar bugün itibari ile Varto’nun “Zaçeğ”, “Mışko”, “Goma Zıle” ve “Kurçik” köylerinde bunun dışında Erzurum’un “Derik” köyünde toplu olarak yaşamlarını devam ettirmektedirler. İlk zamanlarda “Kunav” köyünün olduğu yerde yaşayan Klavsız’ların bir kısmı da bir dönem “Başkent” ve “Seferek” köylerinde’de yaşamışlardır.
BÜTÜN FOTOĞRAFLARI GÖRÜNTÜLEMEK İÇİN
BURAYI TIKLAYABİLİRSİNİZ >>>>>>>>

Kaynak: Bayram Akgül…
Ayrıca bu köyümüze ait www.kurcikkoyu.com sitesine de daha geniş bilgi için bakabilirsiniz.

www.vartositesi.com
VARTONUN KÖYLERİ

Labels

vartohaber (12) varto (8) Eğitim (6) 6.koğ festivali varto (5) Varto Belediyesi (5) alevi (4) 12 eylül (3) Badan köyü (3) Ferhat Sidar BİNGÖL Kalp nakli (3) Haber (3) RADYO GIMGIM Futbol (3) dersim (3) istanbul vartolular gecesi (3) izmir varto der (3) varto vakfı varto haber (3) Barış (2) Kesk Disk Türk iş miting kriz (2) Kocaeli (2) Muş Valisi (2) Varto seçimler oy oranları DTP AKP CHP (2) Vartoder (2) asker (2) barış grubu (2) dersimin kayip kizlari (2) iki dil bir bavul özgür doğan (2) kardeşlik (2) kültür sanat (2) organ bağışı (2) radyo gımgım (2) referandum (2) trt6 trt şeş (2) türkiye 1.si (2) varto belediye başkanlık seçim (2) varto yüksek okulu (2) xamurpet gölü hamurpet turizme açılıyor (2) Üniversite (2) çaylar (2) - (1) 1 kasım kampanyası soyguna hayır sabite hayır (1) 7.VARTO koğ festivali (1) 7.koğ festivali (1) Alpaslan Üniversitesi (1) Anadolu (1) Anayasa Mahkemesi (1) Bingöl (1) Daimi (1) Demokratik acilim (1) Deniz (1) Dersim Katliamı (1) Dtp (1) Ekin TV (1) Ernesto che guevara (1) Eşrefoğlu (1) Fırat Güneş (1) Gazi Katliamı (1) Gola Kesqe (1) Gülşen Değer (1) Hadise eurovision Düm tek tek (1) Halepçe katliamı (1) Haydar selçuk (1) KOMA GIMGIM (1) Kayıp Şarkılar (1) Kemal soyer (1) Luwi (1) Maraş Katliamının 30.yılı (1) Mehmet Yıldız (1) Miting (1) N (1) Newroz (1) Nurhayat Sağlam (1) Polemik (1) Röpörtaj şahturna (1) Sakina Teyna (1) Siya Korta (1) Sofyan köyü varto (1) TEKEL direnisi (1) Tarih (1) Tural (1) Turk Telekom (1) Varto Belediyesi seçimleri (1) Varto Vakfı (1) Varto Üniversite (1) Vartosanat (1) Yılanlı köyü inali (1) arkeoloji (1) bana iyi bak general (1) barajlara hayır (1) bds (1) berfin (1) berlin varto der (1) beşiktaş (1) bjk (1) boykot (1) civarkan (1) darbe (1) demir çelik (1) deprem (1) dersimspor (1) devrimden sonra (1) din (1) dünya sampiyonu (1) ege (1) elektrik (1) evet (1) festival (1) futbol (1) gazete (1) general (1) gestemerde (1) hawtemal (1) hayri bingöl (1) hayır (1) hızır çeşmesi (1) ihsan yüce üzerine (1) izmir varto gecesi (1) kadim tan vartolu emekçi (1) kapatma davasi (1) kartaldere (1) kayak (1) keranlıx dayanışma gecesi (1) kora (1) kox festivali 2010 (1) kurtçe tv (1) lazonya (1) luvi (1) munzur (1) mus rekabet lisesi (1) mutlu haner (1) nazım uzunboylu (1) nilufer akbal trt 6 (1) omcalı (1) orhan yılmazkaya (1) raqasan varto dayanısma gecesi (1) raqasanlı öğrenciler (1) savaş (1) sel savaş (1) selma kociva (1) sevda (1) seçim- (1) sibel akdağ varto (1) silikozis kot isçileri (1) sivas anması 2 temmuz 2009 (1) sofya doğanca köyü (1) sonuçlar (1) sınav (1) sırrı sakık (1) taraf (1) tatan (1) teknedüzü (1) trafik kazası (1) tunceli (1) türkü (1) tıp (1) varto EML (1) varto depremi (1) varto kaymakamlığı (1) vartoda üniversite kuruluyor (1) vartolu (1) vartolular derneği varto-der (1) vartolular gecesi (1) vartositesi (1) vartoya üniversite (1) vicdani red (1) yar belli degil özgür demirhan (1) yazar (1) zazaca zazaki dil kampanyası (1) Önder Özdemir (1) çayçatı köyü gundemiran eğitim anaokulu usta öğretici başarı (1) çevre (1) öykü (1) özellestirme (1) Şervan Taş (1) Şirinler 50 yıldır komünizmi anlatıyor (1)