vartositesinin 2008-2011 dönemi kayıtları burada. Ancak 2011-2012 ve daha sonrasının güncel kayıtları için lütfen www.vartotv.com adresine gidiniz

vartositesi yenilendi

vartositesi yenilendi
Gitmek için tıklayın !

Nilufer Akbal ile TRT6 üzerine röportaj



TRT nin 6.Kanalı yani TRT Şeş 1 ocak itibariyle Kürtçe yayınlara başladı.Bu açılım hem eleştiri hem övgü hem de küfür aldı.Her çevre kendince yorumladı.Herkes kendi çeperinden baktı.Biz de bu kanalda şu anda program yapan Vartolu sanatçı Nilüfer Akbalın konuyla ilgili röpörtajını yayınlıyoruz.Akbal'ın deyimi galiba en özet cümle " Cennetden de Cehennemden de kovulmak" ! İşte o röpörtaj ( http://www.vartositesi.com/)


ÖN BİLGİ: Nilüfer Akbal'ın programı "Bûka Baranê"her cumartesi saat 20.20 de TRT 6 da (TRT ŞEŞ) yayımlanıyor >> izlemek için TIKLAYIN >>

TANRI BANA, "KÜRTÇE ŞARKI OKU" DEDİ....
AK Parti Hükümeti’nin, Kürtçe kanal fikrini hayata geçirmesinin ardından, hatırlanacağı üzere kızılca kıyamet koptu. Kimileri bunu demokrasi yolunda bir ‘devrim’ olarak nitelerken, kimi çevreler, ‘vatana ihanet’ olarak yorumladı, kimileri ise, bir ‘göz boyama.’

Ancak ortada bir gerçek vardi ki o da, bu zamana kadar toplumun büyük kesimi tarafından pek de bilinmeyen birçok Kürt sanatçının bir anda hayatımızı alt üst eden ekonomik krizi bile gölgede bırakacak şiddette gündeme oturmasıydı.

Öyle ya, gün geçmiyor ki, herhangi bir gazetede bir Kürt sanatçının haberi veya röportajı yayınlanmasın.

Bu haberlerle birlikte, bir çoğumuz ilk kez duyduk ki, meğer Kürtlerin Pavarotti’si, Seda Sayan’ı, Tarkan’ı da varmış.

Hatta Kürtlerin ‘Sezen Aksu’su olduğunu bu zamana kadar kaçınız biliyordunuz?

İtiraf edeyim ki, bundan birkaç gün öncesine kadar bu röportajı gerçekleştiren biri olarak ben de bilmiyordum.

Ama çok geç de olsa öğrendim ve ‘kimdir bu Kürt Sezen Aksu?’ diye merak ettim, peşine düşüp, buldum kendisini.

İlk telefon açışımda, karşıma çok düzgün Türkçe konuşan, cana yakın, nazik bir hanımefendi çıktı ve röportaj teklifimi kırmayarak, Kenthaber’e geldi.

Öyle şeyler anlattı ki, inanın yılların foto muhabiri arkadaşım Kaplan bile, bir süre sonra fotoğraf çekmeyi bırakıp, yanımıza oturarak, can kulağıyla dinledi.

Dürüstçe ifade etmek istiyorum ki, bilmediğim birçok şeyi öğrendim. Ama her soruyu da cesurca sordum.

O da aynı cesaretle cevapladı ve ortaya yaparken, çözerken ve yazarken gerçekten keyif aldığım bu güzel röportaj çıktı.

-İlk olarak çok merak ettiğim bir soruyu sorayım: Sizi nasıl buldular?

Devlet zaten biliyordu. Yani aslında devlet herkesi, her şeyi biliyor. Kim nerede ne yapar ne eder hepsinden haberi var. İşin içinde olunca bunu daha iyi anlıyorsun. Zaten bizler daha önce Kürt kanallarına çıkıyorduk, kasetlerimiz, konserlerimiz oluyordu. Devlet bir tek ‘ben seni kabul ediyorum’ dememişti. Zaten sadece beni değil, kanal açılırken, edebiyatçısından, teknik elemanına kadar herkesi aramışlar.

-Onlar sizi aramadan önce nerelerdeydiniz, neler yapardınız?

Almanya’da albüm hazırlığındaydım. Aradılar ve görüşmek istediler.

BU KANAL, 80 YIL SONRA DİLENMİŞ BİR ÖZÜRDÜR!

-Hemen kabul ettiniz mi?

Hayır hayır! Önceleri çok tereddütlerim oldu. Devlet bu belli olmaz. Böyle bir kanal açıyor ama, amacı ne, neye hizmet edecek? Bir asimile hareketi mi? Kullanılacak mıyız? Bunları düşündüm hep. Zaten TRT’nin daha önce 12 saatlik bir yayın girişimi oldu. Bütün Kürt kurumları ve sanatçılarını içine almadığı için başarılı olamadı. Şimdi bunu yeniden yapmak akıl dışı geldi bana.

Sonra, “Biz bunu telafi etmek istiyoruz. Kürt halkının dilini, kültürünü, edebiyatını, sanata dair tüm değerlerini onlara yaraşır şekilde asla rencide etmeden,görmelerini istiyoruz” dediler. Ben de kendilerine, “Eğer amacınız gerçekten buysa, ben seve seve bu hizmete varım” dedim. Çünkü 30 yıldır bu ülkede bir kardeş savaşı var. Yazıktır, günahtır. Bunun bitmesi gerekiyor ve bunun için de biz sanatçılara düşen görev neyse biz bunları yapmaya hazırız.

-Sizce bir hatanın telafisi mi yani bu kanal?

Kesinlikle öyle. 80 yıl sonra üzeri örtülü bir ‘özür’ dilemedir. Yani Türkiye Cumhuriyeti sana, “Ey Kürt halkı, 80 yıldır ben sana yanlış yaptım. Sen bu ülkede dilinle, kültürünle varsın. Buyur bu kanalın. Sen burada dilini, kültürünü öğren, geliştir” dediğinin ifadesidir.

PKK’DAN TEHDİT ALDI MI?

-PKK’dan tehdit aldınız mı? Çünkü bu kanalın yayına başlayacağı duyulunca, örgütün pek çok Kürt sanatçısını tehdit ettiği yönünde söylentiler var.

Tehdit değil ama birtakım uyarılar aldım. Yani siz kabul etseniz de, etmeseniz de, ba savaşın içinde olan taraflar, bu konularda kendilerinin muhatap alınmasını istiyor. Şimdi tabi burada ‘siyaset’ araya giriyor ki, benim hiç sevmediğim kirli bir şey.

-Ne diyerek uyardılar?

“Devlet bu adımında samimi değildir, Bu Kürt oylarını hedefleyen AKP’nin bir oyunudur, siz de bu oyuna alet olacaksınız. Biz seni seviyoruz, bu halka sakın ihanet etme” şeklinde uyarılar aldım..

-Kimler dedi bunu?

Bilemiyorum. Benim internet siteme mail yoluyla geldi. Örgüt bünyesindeki birtakım kişiler olabilir.

-Bunu bir tehdit olarak algılamadınız mı?

Hayır. Ben sadece ‘güven’ eksikliği olarak algıladım. Yani Kürtler devlete güven duymuyor. Bu zamana kadar mevcut iktidar haricinde hiçbir hükümet, bize verdiği sözleri yerine getirmedi, hep kandırdı. Kurtuluş Savaşı döneminden başlayarak, “Gelin bu savaşı birlikte kazanalım, sonra bölgesel yönetimler olsun” denilip, kandırılmış, liderleri idam edilmiş, köyleri boşaltılmış insanlarız biz.

Kürt halkı bu sistemden çok çekti. Şimdi Ak Parti bunu başarıyor. Ha şunun için veya bunun için yapıyor ama ne için yaparsa yapsın, ülkenin bu tür açılımlara ihtiyacı var. Yani tarih boyunca bu sisteme bir güvensizlik oluşmuş.

-Bir tarafta uyarılar, diğer tarafta bu anlattıklarınız ve hayalleriniz vardı. Teklifi kabul etmeniz zor oldu mu?

Hem de nasıl. “Allah’ım bu nasıl bir yoldur” dedim. Tamam barış olsun, kardeşlik olsun ama, yine de çıktığınız yol tehlikeli ve güç bir yol. Bayağı bir ‘git gel’ ler yaşadım.Kabul etmesem mi acaba diye çok çelişkilerim oldu.

-Peki nasıl ettiniz?

Sonra bir akşam oturup, sakin kafayla etraflıca düşündüm. Dedim ki, “Nilüfer, sen bir sanatçısın ve bir dünya görüşün var. Diğer tarafta da bu savaşın bitmesine dair hayallerin. Müziğe yıllarını verip, iyi bir kariyer yaptın. Sen bu işe vakıfsın. Toplumun her katmanından dostların, ilişkilerin var. Ayrıca muhteşem sanat icra edip de, kimsenin tanımadığı insanlar var. Bunlara da ön ayak olursun. Bu birikimlerini her ne pahasına olursa olsun kullan” dedim.

-Neden bu zamana kadar Türkçe de söyleyip, tüm toplumun tanıdığı bir star olamadınız da, sadece birtakım çevrelerce tanındınız sadece?

İşte burada yine sistemin hatası var. Devlet özellikle sivil kesime terör yapmayıp, kendi işiyle, sanatla uğraşan insanları politik çevrelerden ayrıt edebilmeliydi. Ben ve benim gibi insanları sadece ‘Kürtçe’ müzik yaptığım için engellediler.

-Anlamak istiyorum, nasıl engellediler?

Düşünsenize, ben 20 yıllık sanatçıyım ve bu yasaklar yüzünden daha bir solo konser yapamadım ve o konulan yasaklarla sistem seni hep siyasetin içine atıyor. Mutlaka birtakım çevrelerde, politik gecelerde olacaksın, onlara söyleyeceksin yaşamını devam ettirebilmen için. Sen Kürtçe okuduğun için direkt terörist ilan ediliyorsun ve ister istemez birtakım radikal çevrelerde buluyorsun kendini.

-Niye o zaman ısrarla Kürtçe müzik yaptınız da Türkçe yapmadınız?

Yapmaz mıyım, yaptım tabii ki. Benim ilk iki albümüm Türkçe. 87-88 yıllarında ‘Nevroz-1’, ‘Nevroz-2’ albümlerini çıkardım.Turgut Özal döneminde.Orada 3 tane Kürtçe okudum, albüm 3 haftada 80 bin sattı. Ha o zaman dedim ki, demek ki sen kendin olunca başarılısın. Yaptığın şey yerini buluyor.

-Kürtçe söylemeyi daha çok seviyorsunuz ama anladığım kadarıyla?

Tabii ki. Çünkü bu benim ana dilim. Ben bu dile vakıfım. Türkçe’yi sonradan öğrendim. İlkokula giderdim, öğretmen dersleri Türkçe anlatırdı, ben hiç bir şey anlamazdım. Bunlar çok fazla bilinmiyor, biz travmalarla büyümüş bir kuşağız. Sonradan öğrendiğin bir dili nasıl ana dilim gibi telaffuz edeyim?

1987 yılında İstanbul’a geldim ve müzik eğitimi için Arif Sağ müzik okuluna yazıldım. Bana arkadaşlarım, “Sen Kürt müsün?” diye sorduklarında, “Hayır ben Türküm” diyordum. Onlar da, “Hadi canım konuşmandan belli Kürt olduğun” derlerdi.Ama gerçekten bilmiyordum Kürt ne, Türk ne. Sadece işte biz evde ayrı bir dil konuşuyoruz, benim annem onlardan farklı giyiniyor.Köyümüz farklı. O kadar çok sorguladım ki, Neydi bu? Ben neyim, ötekiler ne?

-Şimdi nasıl düşünüyorsunuz?

Aradan yıllar geçip, Türkçem düzeldikten ve bunun ayrımını algıladıktan sonra, “Türk müsün?” diye sorduklarında “Hayır Kürdüm” diye cevap vermeye başladım.Bu sefer de, “Ne kadar düzgün Türkçe konuşuyorsun!” diye hayretle bakıyorlar suratıma.

-Ne tarz müzik yapıyorsunuz?

Kürtçe pop. Geleneksel müzikten popa geçtim. Yani kendi dilimde daha önce hiç denenmemiş ‘world’ tarzı. Geleneksel şarkıları var olan müzik tarzlarıyla buluşturuyorum. Bu müziklerin kendi içinde bir ritmi var. Önemli olan bunu hissedip, doğru yere oturtabilmek.

-Bu tarzı ilk siz mi başlattınız?

Hayır canım olur mu. Benden önce bir Ciwan Haco var, Rusya Kürtleri’nin yaptığı bir albüm var. Ama bizim dönemimizde bir kadın olarak, modern anlamda yapanlardan biriyim.

KÜRTLÜKTEN ÇOK ÇEKTİM, MÜZİK YAPMAK İSTİYORUM

-Hep Kürtçe mi?

Hayır. Hani Kürtlükten çok çektik ya biz, artık müzik yapmak istiyorum. Benim albümlerde hem Türkçe, hem Kürtçe’nin 3 lehçesi var. Arada Ortadoğu dillerinden Asuri, Farsça, bir Ermenice’de koyuyorum. Çünkü bu diller birbirine çok yakın, çünkü halklar aynı coğrafyanın halkı.

-TV Şeş’de ne yapıyorsunuz?

Cumartesi günleri akşam 20.10’da bir müzik eğlence programı yapıyorum. Konuk alıyorum. Ama bunlar sadece Türkiye’den değil, dünyanın her tarafına dağılmış Kürt yazar, sanatçı ve aydınlarından seçiliyor.

TRT’DE YASAKLAR VAR MI?

-Canlı mı?

Hayır henüz canlı yayına geçmedik.

-Peki oraya çıkan bir Kürt konuk, yanlış bir şey söyler diye bir sıkıntı yaşıyor musunuz?

Elbette özgür değiliz. Değiliz ama, bir yerlerden de başlamamız lazım.Böyle olacak diye de hiç başlamamak da olmuyor.

-Konukları bu konularda ikaz ediyor musunuz?

Hayır canım. Bu kadar bir baskı da yok. Orada şiddet içermediği müddetçe, örneğin ‘Kürdistan’ vs gibi ifadeler kullanılmadığı sürece her şeyi konuşabiliyoruz. Ayrıca konukların “Devlet bu dili yasakladı” gibi çok radikal çıkışları da oldu ve yayınlandı bunlar. Zaten eğer bu tür bir özgürlük olmasaydı, biz olmazdık.

Benim burada bulunmamın amacı zaten bu yaştan sonra şan şöhret değil. Ben bu iki halkın birbirini tanımasını çok istiyorum. Biz niye kendi kültürlerimizle bir arada yaşamayalım ki?.. Bu Avrupa’da oluyor da, bizde niye olmasın? Yani niye sınırlar var? Kalksın artık bu sınırlar,

-Bu kanalla ilgili radikal Türk çevrelerinin de söylemleri var. Yani bunun bir adım ötesinin ‘toprak istemek’ olduğu söyleniyor.

Asla! Bu açılım kesinlikle bir bölücü faaliyet değil. Kürtler bununla bırakın ayrılmayı, bence daha da birleştirici olacak. Bakın herkes şuna inansın ki, ben orada kendi dilimi görünce, duyunca, kendimi bu ülkeye, bu devlete çok daha yakın hissediyorum.

HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM

Bu, bir bölünmeyi değil, bir kucaklanmayı, bir sıcaklığı, ait olmayı hissettiriyor bana.Orada kendini görüyorsun. Ben bu toprakların insanıyım, neden ayrılmayı, ayrı olmayı isteyeyim ki? Ama ben ne bu topraklardan ayrılmayı istemediğim gibi asimile olmayı da istemiyorum. Kendi kültürümle, kendi dilimle bu toprakların içerisinde kardeşlerimle yaşamak istiyorum. Yani şunu herkes bilsin ki, dil ayrı bir şeydir, politika ayrı. Aşkın evrensel olmadığını kim inkar edebilir? Onun için bu adımla Kürtçe, politikanın dışında nefes alacak. İçinde ‘sanat’ olduğu için.

Ben TRT’nin bu kanalını ilk seyrettiğim gün inanamadım. Bir rüya gibiydi ve ben buna şahit oldum. O gece inanır mısınız, sabaha kadar hüngür hüngür ağladım. Düşünsenize, bu ülkede kendi dilimde bir yayın başlamış ve hem de TRT’de. Ben şimdi kim ne derse desin, bu hükümeti gerçekten tebrik etmek istiyorum.

TANRI BANA ‘KÜRTÇE SÖYLE’ DEDİ

-Demokratik Toplum Partisi (DTP)’den olumlu ya da olumsuz bir eleştiri aldınız mı?

Hiçbir tepki almadım. Şöyle anlatayım. Ben bu işe başlamadan önce, “Kürdistan Post” sitesine bir mektup yazdım. O mektupta özetle, “Ben bu sanata 20 yılımı vermiş, gönlümü koymuş bir sanatçıyım. Kendi ana dilimde 3 şarkı söyleyip tanındım. Ben ideolojik bir sembol değil, bir sanatçı olarak şarkı söylemek istiyorum. Bu kadar insani ve hakkim olan bir şeyi yapmak için yola çıktım. Ben müziğe aşığım. Bu yüzden son derece vicdanım rahat” diye.

ALBÜMLERİMİ KIRIYORLAR
ARTIK ESKİ ÇEVREME DÖNEMEM!

Onlarda biliyor ki, Nilüfer 20 yıl hizmet etti, ne maddi ne de manevi hak ettiği yerde olamadı. yüzden bir takım çevrelerin beni çok iyi anladığını düşünüyorum. Şimdi önümde de bir yol var ve ben bu yolun doğru olduğuna inanıyorum.

-TRT Şeş’ten sonra hayatınızda neler değişti?

Hiçbir şey. Değişen tek şey, marjinal sevenlerimi kaybettim. Şimdi duyuyorum ki, albümlerim kırılıyormuş. Bu demek ki, artık eski çevreme dönemem.

Bu şartlar yeni televizyondan sonra ortadan kalktı. Ama ben zaten hayatım boyunca birtakım çevrelerin hoşuna gidip, birilerini kızdıracak söylemlerde bulunmadım, şarkılar söylemedim. Ben sadece ‘müzik’ yaptım.

“SENİ BİZ VAR ETTİK” DİYEMEZLER!

Şimdi benim açtığım bu yolda birçok Kürt sanatçı var. Rojda, Aynur gibi. Ben mecbur muydum bu kadar zorluğa göğüs gerip, Kürtçe şarkı söylemeye? Ama ben vicdanımın sesini dinledim. Çok zorluklar yaşamama rağmen, hiç kitlecilik yapmadım. Şimdi birileri çıkıp da, “Seni bizler var ettik” derse ayıp ederler. Çünkü hayatım boyunca ucunda ne olursa olsun tribünlere oynamadım. Muş’un Varto ilçesinden çıkmış bir ‘kadın’ sanatçı olarak yaşadıklarımı çok az kişi bilir.

-Töre cinayetlerinin bu kadar yoğun olduğu bir bölgede nasıl bir kadın sanatçı çıktı?

Benden önce bir Meryem Han ve Ayşe Şan vardır. Onları anmadan geçemem. Benim Varto’da çok güzel bir çocukluğum vardı. Rahmetli babam Türkiye Elektrik Kurumu’nda çalışıyordu ve bahçeli evimiz adeta cennetten bir köşeydi.

Ama ben o iki kadının yolunda yürümek istedim. Zaten Alevi olduğum için, bizde her evin duvarında okumasan bile bir Kuran, çalamasan bile bur saz bulunur. Bizim geleneklerimizde var bu. Babam öldükten sonra annem beni İstanbul’daki dayıma emanet edip, “Bu kız sanatçı olacak, yardımcı ol” dedi.

-Babanız sağ olsaydı ister miydi sanatçı olmanızı?

Gerçekten çok isterdi. Çünkü ben daha çocuk yaşlarda muhabbetlere katılır, Kürtçe türküler söylerdim. Ayrıca bizim Alevilerde bu bir gelenek. Sunni Kürtlerde kadın şarkı söyleyemez ama Şivan Perver bu tabuyu da yıktı, eşi Gülistan Perver'i sahneye çıkardı.

-Size niye ‘Kürtler’in Sezen Aksu’su’ diyorlar?

Galiba bu işe uzun yıllarımı verip, birçok beste yaptığım için. Yoksa sesimizin hiçbir benzer yanı yok.

-Eksikleri var mı bu yeni kanalın size göre?

Olmaz mı. Bir çok hem de. Örneğin bir Kürt yönetmenimiz yok.Yönetmene biri Türkçe tercüme yapıyor ve bu kişi hiç bilmediği dilde yayın yapan programı yönetiyor. Bunun dışında daha birçok eksiğimiz var. Teknik elemanından kameramanına kadar. Ama bunların hepsi sancılı bir başlangıç ve niyet iyi olduktan sonra aşılacaktır diye düşünüyorum.

-Bir Kürt filminde oynama teklifi gelse kabul eder misiniz?

BAŞBAKAN O CÜMLEYİ DOĞRU SÖYLEDİ Mİ?

Bilemiyorum edebilirim. Ama çok popüler olmak için değil. Hizmet edeceksem. Mesela ben Yılmaz Güney’in ‘Yol’ filminde ağıtları söyleyip, Kürt rolündeki kadınlara dublaj yaptım. Hiç para pul duşünmeden. Fakat şu an konuşulan Kürtçe ile bir film yapılması zor. Yani sadece bir Ege şivesi ile konuşan sanatçıların olduğu bir dizi veya film tutar mı, tutmaz.. Bunun gibi.Şu an Kürtçe bir film çekmek isteseniz, 10 tane iyi akademik boyutta Kürtçe konuşan aktör bulamazsınız. Ama yakında olacağına inanıyorum.

-Siz akıcı Kürtçe konuşabiliyor musunuz?

Hayır henüz değil. Ama sürekli Kürtçe kitaplar dergiler okuyorum.

-TRT Şeş iyi para veriyor mu?

Bununla ilgili çok yazılıp çizildi. Yok efendim şu kadar milyon para almışız, bunu almışız diye. Hiç alakası yok. Elbette bir para alıyoruz ama, öyle büyük rakamlar değil.

-Başbakan Erdoğan’ın açılışta Kürtçe söylediği “Hayırlı olsun” sözü çok tartışıldı. Kimi yanlış söylediğini iddia etti, kimi de eksik. Sizce Başbakan bu cümleyi doğru telaffuz etti mi?

Evet bence iyi etti hem de. Orada Kürtçe “TRT 6 Bi xer be” dedi. Bu “TRT 6 hayırlı olsun” demek.

CUMHURBAŞKANI’NDAN DAVET BEKLİYORUZ

-Bir de Cumhurbaşkanı Gül, zaman zaman Köşk’e sanatçıları davet edip, akşam yemeği yiyor. Size böyle bir davet geldi mi?

Hayır gelmedi. Ancak demokratikleşme yolunda iyi adımlar attığına inandığım Sayın Gül’ün biz TRT 6’da ki sanatçıları da bir akşam davet edip, sohbet etmesini çok arzularım.

-Yeni albümünüz var mı?

Evet. Şubat'ta çıkacak eğer yetişirse.

-Piyasada olan yok mu?

Vardı ama hepsini topladım. Çünkü küstüm. Ben Kürtçe pop yapıyorum diye beni dinlemeyen Kürtler, bir bakıyorsunuz, Türkçe popa rağbet ediyor. Bu yüzden bir kırgınlığım vardı. Tabi ben, Türk sanatçılarına göre hep eksiden başladım. Çünkü bir kere yasaklısınız, promosyon bile yapamıyorsunuz. Şimdi son bir borcum var ve bunu yapayım dedim.

-'Ekstra tabir edilen özel gecelere gidiyor musunuz?

Hayır. Hiç bir etkinliğe çağrılmıyorum. İlkbahar'da bir Türkiye turnesi yapmak hedefim var. Buraya sadece Kürtler değil, Türkler'inde geleceği konserler vermek istiyorum.Son bir umudum, bu açılımın, krizdeki müzik sektörüne de yeni bir hareket getirmesi. Bıktım artık yoruldum 20 yıldır boşa kürek çekmekten.İlahi adalet denilen birşey varsa, ben bunu hak etmiyorum.

KÜRTLER POLİTİZE OLMUŞ BİR HALK

Bunun dışında bu kanal çok daha gelişecek. Şimdi eksiklikler var ama çok titiz davranıyoruz, "Aman bir eleştiri almayalım" diye. Çünkü bizim Kürt halkı mutlaka bir örgüt içinde konumlanmıştır veya dışarıdan izleyerek örgütlenmiştir birey olarak. Yani politize olmuş bir halkla karşı karışayız. Şimdi onlar da mesafeli duruyor.

-Şivan Perver'i konuk almayı düşünüyor musunuz?

Şivan Perver, bu işin üstadıdır. Efsanedir. Ona hak ettiği şekilde bir karşılama yapılmalı. 38 yıllık sürgünün mutlaka bir bedeli olmalı. Devletten mutlaka resmi bir davet yapılıp, onore edilmeli.

Bir konser esnasında polis baskını ile sahne duvarı delinerek kaçırıldı ve hiç bir suç işlemeden, sadece Kürtçe şarkı söylediği için yıllarca sürgünde kaldı. Bunun bir özrü olmalı.

Onu bir konserde basmaya çalışan devlet, şimdi böyle bir kanal açtıysa, mutlaka onu da resmi şekilde davet etmeli.Oysa ki, PKK'da yıllardır ona çektiriyor. O da benim gibi bağımsız olduğu için, hem cennetten hem de cehennemden kovulmuş.durumda.

-Peki İbrahim Tatlıses'i getirmeyi veya onun programına konuk olmayı duşündünüz mü?

Biz kendisine ulaşmaya çalıştık. Ama cevap alamadık. Kürt radikal çevreleri sanatçılara 'gitmeyin' dediği için, bir kısmı da "Dur bakalım devlettir. Bugün açar yarın kapatır. Bekleyelim biraz da rezil olmayalım" diyenler var.

Bu nedenlerden dolayı konuk bulmakta zorlanıyoruz açıkçası. Ben de, "Türkiye'de Kürt olduğunu söyleyemiş ama Türkçe söylemek zorunda bırakılmış kişileri konuk alayım" dedim. Kimdir bunlar, İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül Alişan, Özcan Deniz, Berdan Mardini gibi isimlere de teklif yapacağız.

İbrahim Tatlıses programına çağıracaksa da, bu bana yakışır şekilde olmalı. Orada istediğim şekilde konuşup, söyleyebilmeliyim.

-Türk Sanat Müziği söyleyebilir misiniz?

Aman Allah'ım. Hem nasıl güzel söylerim. Bayılırım o musikiye. Birgün TRT orkestrası eşliğinde çıkıp söyleyeceğim ve tüm Türkler, "Yazık olsun bize, bu kadını daha önce niye dinlemedik" diyecekler.Kürt müziği zaten makamlar üzerine kuruludur. Aslında Turk Sanat Musikisi'nde birçok makamın özü Kürtçe'dir. Çünkü Kürtçe ve Farsça kardeş diller.

Ben Kürt olmanın dayanılmaz ağırlığından kurtulmak istiyorum. Benim sanatçı dostlarım da, karşılarında müziğini icra edemeyen, yasaklı bir arkadaşlarını görmedikleri gün, Türk olmanın dayanılmaz ağırlığından kurtulacaklar.

Fotoğraflar: Kaplan Taneroğlu
Kaynak:KENTHABER
Volkan Özsoy


Labels

vartohaber (12) varto (8) Eğitim (6) 6.koğ festivali varto (5) Varto Belediyesi (5) alevi (4) 12 eylül (3) Badan köyü (3) Ferhat Sidar BİNGÖL Kalp nakli (3) Haber (3) RADYO GIMGIM Futbol (3) dersim (3) istanbul vartolular gecesi (3) izmir varto der (3) varto vakfı varto haber (3) Barış (2) Kesk Disk Türk iş miting kriz (2) Kocaeli (2) Muş Valisi (2) Varto seçimler oy oranları DTP AKP CHP (2) Vartoder (2) asker (2) barış grubu (2) dersimin kayip kizlari (2) iki dil bir bavul özgür doğan (2) kardeşlik (2) kültür sanat (2) organ bağışı (2) radyo gımgım (2) referandum (2) trt6 trt şeş (2) türkiye 1.si (2) varto belediye başkanlık seçim (2) varto yüksek okulu (2) xamurpet gölü hamurpet turizme açılıyor (2) Üniversite (2) çaylar (2) - (1) 1 kasım kampanyası soyguna hayır sabite hayır (1) 7.VARTO koğ festivali (1) 7.koğ festivali (1) Alpaslan Üniversitesi (1) Anadolu (1) Anayasa Mahkemesi (1) Bingöl (1) Daimi (1) Demokratik acilim (1) Deniz (1) Dersim Katliamı (1) Dtp (1) Ekin TV (1) Ernesto che guevara (1) Eşrefoğlu (1) Fırat Güneş (1) Gazi Katliamı (1) Gola Kesqe (1) Gülşen Değer (1) Hadise eurovision Düm tek tek (1) Halepçe katliamı (1) Haydar selçuk (1) KOMA GIMGIM (1) Kayıp Şarkılar (1) Kemal soyer (1) Luwi (1) Maraş Katliamının 30.yılı (1) Mehmet Yıldız (1) Miting (1) N (1) Newroz (1) Nurhayat Sağlam (1) Polemik (1) Röpörtaj şahturna (1) Sakina Teyna (1) Siya Korta (1) Sofyan köyü varto (1) TEKEL direnisi (1) Tarih (1) Tural (1) Turk Telekom (1) Varto Belediyesi seçimleri (1) Varto Vakfı (1) Varto Üniversite (1) Vartosanat (1) Yılanlı köyü inali (1) arkeoloji (1) bana iyi bak general (1) barajlara hayır (1) bds (1) berfin (1) berlin varto der (1) beşiktaş (1) bjk (1) boykot (1) civarkan (1) darbe (1) demir çelik (1) deprem (1) dersimspor (1) devrimden sonra (1) din (1) dünya sampiyonu (1) ege (1) elektrik (1) evet (1) festival (1) futbol (1) gazete (1) general (1) gestemerde (1) hawtemal (1) hayri bingöl (1) hayır (1) hızır çeşmesi (1) ihsan yüce üzerine (1) izmir varto gecesi (1) kadim tan vartolu emekçi (1) kapatma davasi (1) kartaldere (1) kayak (1) keranlıx dayanışma gecesi (1) kora (1) kox festivali 2010 (1) kurtçe tv (1) lazonya (1) luvi (1) munzur (1) mus rekabet lisesi (1) mutlu haner (1) nazım uzunboylu (1) nilufer akbal trt 6 (1) omcalı (1) orhan yılmazkaya (1) raqasan varto dayanısma gecesi (1) raqasanlı öğrenciler (1) savaş (1) sel savaş (1) selma kociva (1) sevda (1) seçim- (1) sibel akdağ varto (1) silikozis kot isçileri (1) sivas anması 2 temmuz 2009 (1) sofya doğanca köyü (1) sonuçlar (1) sınav (1) sırrı sakık (1) taraf (1) tatan (1) teknedüzü (1) trafik kazası (1) tunceli (1) türkü (1) tıp (1) varto EML (1) varto depremi (1) varto kaymakamlığı (1) vartoda üniversite kuruluyor (1) vartolu (1) vartolular derneği varto-der (1) vartolular gecesi (1) vartositesi (1) vartoya üniversite (1) vicdani red (1) yar belli degil özgür demirhan (1) yazar (1) zazaca zazaki dil kampanyası (1) Önder Özdemir (1) çayçatı köyü gundemiran eğitim anaokulu usta öğretici başarı (1) çevre (1) öykü (1) özellestirme (1) Şervan Taş (1) Şirinler 50 yıldır komünizmi anlatıyor (1)