vartositesinin 2008-2011 dönemi kayıtları burada. Ancak 2011-2012 ve daha sonrasının güncel kayıtları için lütfen www.vartotv.com adresine gidiniz

vartositesi yenilendi

vartositesi yenilendi
Gitmek için tıklayın !

İst.Vartolular derneginde yeni yonetim belirlendi


İstanbuldaki Vartolular Derneği bütün kongre süreçlerini tamamladı.
Dernekler yasasına göre 3 yılda bir zorunlu olarak yapılması gereken kongreler, yine tüzük gereği şubelerde 2 ay önce tamamlanmıştı.

Bugün Gazi Mahallesinde yapılan toplantı (en son oluşturulan Varto-Der Gazi Şubesinde ) gerçekleştirildi. Saat 14.30 ile 17.00 arasında yapılan kongreye daha evvel yapılan şube kongrelerinde Şube Üyeleri arasında yapılan oylama sonucu Delegeliklerine karar verilen 3 Şubeden 5’ er delege ve Şube Başkanlarının doğal delege olarak iştirakiyle gerçekleştirildi.

Yapılan oylama sonucu,Vartolular Derneği Genel Merkez yeni yönetimi şu isimlerden oluştu;
Yönetim Kurulu (ASIL]
Çayan SARIKAŞ –Genel Başkan
Eylem BİNGÖL-Genel Sekreter
Harun KAYA-Halkla İlişkiler
Gürsel ÖZBEY-Sayman
Hakkı FIRAT-Yk. Asıl Üye

Denetim Kurulu ( ASIL)
Hüseyin ASLAN
Veli BEYAZGÜL
Ali Rıza ARAS


Genel Merkez Kongresinde ayrıca ele alınan ve kabul edilen tüzük değişiklikleri de şöyle sıralanıyor.*Yönetim kurulu asıl üye sayısı 11 kişiden 5 kişiye düşürüldü.*Şubeler üye sayıları 500 'er kişi olana kadar eşit delege sayısı olan 5 kişi üzerinden Genel Merkezi oluşturmak üzere aday bildirmeye devam edecekler.*Genel Merkez geliri 3 Şubenin üye ödentilerinden 1/3 lük oran üzerinden oluşacak.

Söz konusu toplantıda ilki İsviçre'de kurulan Varto Vakfının Türkiyedeki ilk temsilciği olarak İzmir'de kurulan Varto Vakfına dernek tüzel kişiliğinin katılabilmesi için Yönetim Kuruluna tam yetki verilmesi de kabul edildi.

Daha önce kongrelerini tamamlayan 3 Şubenin yönetimi ise şu isimlerden oluşmuştu;


EYÜP (NURTEPE) ŞUBE YÖN.KUR.
İlhan BALLIKAYA - Başkan
Gülizar KARAGÖL-Başkan Yardımcısı
Hüseyin SARIKAŞ - Sayman+Lokal Müdürü
Musa YILDIZ -Üye
Kemal GÜRHAN-Üye

ÜMRANİYE ŞUBESİ YÖN.KURULU
Hıdır YAVUZ -Başkan
Hüseyin DEMİR
Haydar BİNGÖL
Ali Haydar YAMAN
Güzel EREN

GAZİ ŞUBESİ YÖNETİM KURULU
Hakkı ACAR - Başkan
Mehmet DOĞAN
Turabi GEDİK
Cengiz ALTUN
Ayhan TEPELİ



VARTOTV

Anadolu'da farkli olmak zor is-Alinti-Radikal


Türkiye’de farklı olmak’ araştırmasına göre Anadolu’da ‘laiklik’ zor: Kokteyllerde içki ayrı odada içiliyor, pantolonlu kadını komşuları uyarıyor...

‘Türkiye’de Farklı Olmak, Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler’ araştırması, Anadolu’nun ünlü ‘hoşgörüsü’nün sözde kaldığını ortaya koydu. ‘Mahalle baskısı’nın örneklerle anlatıldığı araştırmaya göre büyük kentlerde dışlandığını söyleyen başı kapalı kadınlara karşı Anadolu kentlerinde açık gezen kadınlar tepki çekiyor.

Ramazanda yiyip içmek hâlâ çok zor, ev arayan öğrencilere ‘Namaz kılar mısın?’ diye soruluyor, otobüste Türkçe bilmeyen akrabalarından telefon gelen gençler, Kürtçe konuşmamak için tek laf etmeden telefonu kapatıyor, Alevilik’le ilgili ‘yanlış bilinenler’ hâlâ nesilden nesile aktarılıyor.

Gazeteciler İrfan Bozan, Tan Morgül ve Nedim Şener, Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projesi ve Açık Toplum Enstitüsü desteğiyle ‘Türkiye’de Farklı Olmak, Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler’ konulu bir araştırma yaptı.

Prof. Dr. Binnaz Toprak’ın proje sorumluluğunu yaptığı araştırma Erzurum, Kayseri, Konya, Malatya, Sivas, Batman, Trabzon, Denizli, Aydın, Eskişehir, Adapazarı ve Balıkesir olmak üzere 12 ilde ve İstanbul’un Sultanbeyli ile Bağcılar semtlerinde gerçekleştirildi. Araştırma için 401 kişiyle derinlemesine mülakat yapıldı.

Görüşme yapılacak kurumlar CHP il örgütleri, Atatürkçü Düşünce Dernekleri, Eğitim Sen, Eğitim İş, Pir Sultan Abdal Dernekleri, Hacı Bektaşi Veli Dernekleri, Cem Vakfı, yerel medya kuruluşları, üniversiteler, öğrenci kulüpleri, kadın kuruluşları, Ticaret ve Sanayi Odaları, hastaneler ve Tabip Odaları olarak belirlendi. Öğretmenevleri, Alevi mahalleleri, kadınların örgütlendiği sanat evleri, türkü evleri gibi pek çok yerde görüşmeler yapıldı.

Din ve muhafazakârlık baskısı

Amaç küçük Anadolu kentlerindeki farklı kimlik ve yaşam tercihi olan kişilerin ‘din ve muhafazakârlıktan’ kaynaklanan baskı ve ‘ötekileştirme’yle karşı karşıya kalıp kalmadıklarını saptamaktı. İslami hayat tarzını seçmiş olanların karşılaştıkları baskı kamuoyunda tartışıldığı ve birçok araştırma yapıldığı için ‘laiklere karşı ayrımcılık’ incelendi.

Sonuçlar yaşam tercihlerinden kaynaklanan toplumsal baskıyı, ramazanda kamusal alanda yaşanan sorunları, Aleviler ve Hıristiyanların karşılaştığı ayrımcılığı çarpıcı örneklerle ortaya koydu. Bu arada çalışmanın tüm Türkiye nüfusunu temsil niteliğine sahip olmayan bir örneklemle yürütüldüğü ve genellenemeyeceği de vurgulandı.

Kot üstüne kazak hayal

* Kayseri’de bir kadın derneği üyesi, yeni taşındığı apartmanda komşu kadınlardan ‘pantolon giymenin kendisine hiç yakışmadığı’ tepkisini aldı. Pek çok kez Kayseri’deki kapalı kadınların pantolon giyen kadınlara ‘hatlarınız belli oluyor, bizim erkeklerimiz tahrik oluyor’ dediklerini duymuştu.

* Adapazarı’nda bir kadın, arkadaşının ev eşyası satan bir firmanın tanıtım toplantısına katıldığını, salonda kendi dışında başı açık tek bir kadın olduğunu, salondaki bir kadının ‘Başı açıklara ölüm’ diye bağırdığını anlattı.

* Erzurum’da genç bir kadın: “Erzurum’da diz üstü etek, askılı bluz zor görürsünüz. Hanımlar özellikle basen bölgesini mutlaka kapatma ihtiyacı hissediyor. Ten rengi çorap giyemiyor. Kent dışından gelen öğrenci arkadaşlarımız bile, bir süre sonra bakıyorlar ki, fark etmeden kol boyu uzamış. Kot pantolon üzerine mümkün değil bir kazak giyemezsiniz. Pardösü giymek zorundasın. Yoksa ayıplanır.”

* Batman’da bir kadın kuruluşundaki görevli iki yıl önce bir genç kızın gittiği düğünde pantolon giydiği için öldürüldüğünü anlattı.

* Denizli’deki bir kadın öğretmen içkili mekânların kent dışına taşınmasını eleştirdiği, öğrencilere cihat çağrısı yapan kitap dağıtılmasını ortaya çıkardığı için tehdit edildiğini anlattı.

* Malatya’da ADD yetkilisi, verdikleri içkili kokteyllere kentteki devlet görevlilerini de davet ettiklerini ancak eskiden içki bardaklarını garsonlar dolaştırırken şimdilerde içki masasının bir başka odaya konulduğunu, kimi davetlilerin içki olduğunu görünce cin çarpmış gibi geri döndüklerini anlattı.

Alevi gençlere ilk soru ‘mum söndü’

* Aydın’da başka kentlerden okumaya gelen Alevi gençler, bir Alevi kadına üniversitede tanıştıkları arkadaşlarının kendilerine ilk sordukları sorunun ‘mum söndü’ olduğunu söyledi.

* Sivas’ta CHP il örgütünde etkin bir Alevi, Sivas’ın ileri gelen devlet adamlarını köyüne iftar yemeğine çağırmış, ancak hiçbiri gelmemişti. Niye gelmediklerini şöyle cevapladı: “Çünkü Alevilerin kestiği yenmez.”

* Sultanbeyli’de liseli Alevi bir genç kız okulda kimseye Alevi olduğunu söylemediğini anlattı. Bir sınıf arkadaşı kendisine “Tokatlıyım ama Alevi değilim” demiş. Bu açıklamayı yapma nedeni: “Aleviler gibi olmak istemem. Oruç tutmuyor, namaz kılmıyor, abdest almıyor, mum söndü yapıyorlarmış.”

* Sultanbeyli’deki bir kişi Sünni bir kadının başka bir kadına ‘Bunlar Alevi, Kızılbaş. Ekmeğe tükürüp sana öyle verirler’ dediğini duyduğunu anlattı.

* Sivas’ta Hacı Bektaşi Veli Derneği’nden bir yetkili çocukluğunda yaşlı Alevilerin sakalına katran sürüldüğünü ve arkalarına teneke bağlandığını unutamadığını söyledi.

* Erzurum’da ‘Haydar’ adlı esnaf, ismi Alevilere has olduğu için Sünnilerin kendisinden alışveriş yapmadığını söyledi.

Kayseri’de küpeli olmak
* Kayseri’de bir türkü evindeki erkek öğrencilerden biri uzun saçlarını kestirmiş, küpesini çıkartmıştı. Yolda karşılaştığı kişilerin kendisini durdurup ‘Ulan annene benzeyeceğine, babana benze’ dediğini söyledi.

*Erzurumlu bir üniversiteli renkli tişörtler giydiği için mahallesindeki gençler tarafından tartaklanmıştı.

* Malatya’da Atatürkçü Düşünce Derneği Üyesi bir kişi anlattı: “Dergi çıkaracağız, reklam alıyoruz. Esnaf bize ‘Tamam size para verelim ama reklamımızı koymayın’ diyor. Bizim dergide isimleri görünürse dışarıdan gelecek tepkilerden korkuyorlar.”

‘Abla, eziverirler...’
* Adapazarı Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi bir kadın, bir polisin kendisine ‘Abla yeşil ışıkta karşıya geçerken bile dikkat et, eziverirler, sonra da kaza süsü verirler’ dediğini anlattı.

Kiraya ‘oruç zammı’

* Erzurum’da CHP il yönetiminden bir kadın Atatürk Üniversitesi öğrencisi Sivaslı bir gence üniversitedeki ülkücüler tarafından dayak atıldığını ve ‘Hem Sivaslısın, hem Alevisin, hem de solcusun, başta alternatifin yok yiyeceksin bu dayağı’ dediklerini söyledi.

* Adapazarı’nda erkek bir üniversite öğrencisi aynı evde birlikte kaldığı arkadaşlarıyla balkonda yemek yerken kapıya polis gelmiş, haklarında şikâyet olduğunu bildir mi! Şikâyet konusuysa balkonda şortla oturmalarıydı. Şikâyetçi karşı apartmanda oturan kadınlardı.

* Trabzon’da bir öğrenci ev tutarken ‘Namaz kılar mısın’, ‘Oruç tutar mısın’ diye sorulduğunu, bir arkadaşının ramazanda evde kola içerken ev sahibine yakalandıklarını, bunun üzerine o gün kiralarının artırıldığını anlattı.

Diyarbakırlı mı, hâşâ!
* Balıkesir’de bir kız öğrenci hastanede yaşadığı tartışmada kendisine hak veren etraftaki bir gencin, Diyarbakırlı olduğunu öğrenince ‘Hâşâ’ diyerek yanından ayrıldığını söyledi.

* Balıkesir’deki öğrenciler otobüste Türkçe bilmeyen yakınlarından telefon geldiğinde karşılarındakilerin yüzüne telefonu kapattıklarını, sonra arayıp izah ettiklerini belirtti.

*Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi arkadaşıyla gittiği bir internet kafede Kürtçe konuştukları için uyarıldıklarını, ‘diklenince’ dayak yediklerini anlattı. Arkadaşı, ertesi gün annesine telefonda “Kürtçe konuştum kafam delindi, artık dikkat ediyorum” dedi.…

Türkiye’de farklı olmak’ araştırmasından örnekler: Alevi bir işçi ramazanda cebinde ekmekle ‘yakalanınca’ mide hastalığını belgeleyip yeme izni kopardı. Cuma saatinde namaza gidilmese de kepenk kapatmak şart

Araştırma sonuçlarına göre, kamusal alanda oruç ve namaz baskısı ile Fethullah Gülen cemaatinin eğitim ve ticaretteki etkisini de gözler önüne serdi. 12 il ile İstanbul’un Bağcılar ve Sultanbeyli ilçelerinde yapılan araştırmada anlatılan örneklere göre, ramazanda ‘oruç tutuyor’ gibi yapılıyor. Cuma günleri namaza gitmeyen esnaf bile namaz saati kepenkleri indiriyor, kamu kurumlarında çalışanlar topluca gidilen namazlara katılıyor.

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi, siyaset bilimci Prof. Dr. Binnaz Toprak ile gazeteciler İrfan Bozan, Tan Morgül ve Nedim Şener’in, Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projesi ve Açık Toplum Enstitüsü desteğiyle il il gezerek yaptığı araştırmadan, ‘farklı olan’a yönelik mahalle baskısı örnekleri:

‘Subay kızı oruç tutmaz’

* Erzurum’da subay çocuğu bir liseli, ablasının meslek lisesinde okuduğunu, ancak arkadaşlarının, subay kızı olduğu için oruç tuttuğuna inanmadığını anlattı.
*Erzurum’da konuşulan pek çok kişi öğretmenevinde bile ramazanda yemek verilmediğini, açık olan lokantaların halktan gelen baskılarla kapatıldığını, açık kalmayı başarmış tek bir lokantanın ve birkaç Alevi kahvesinin ise ramazan ayında camlarına perde örttüklerini anlattı.

* Trabzon’da bir kız öğrenci, kantindeki çalışan kadının kendisine “Benim ilkokula giden çocuğum bile oruç tutuyor, sen utanmıyor musun, yemek yok” dediğini anlattı.
* Kayseri’de İslami kesimden birine ait büyük işletmede çalışan Alevi işçi, ramazanda cebine sakladığı ekmeğin fark edilip elinden alındığını anlattı. İşçi, midesinin rahatsız olduğunu doktor raporuyla belgeledikten sonra yemek yenmesine izin verildiğini söyledi.

* Trabzon’da bir öğrenci ramazanda sokakta sigara yaktığını, yanına gelenlerin ‘Sen ne yapıyorsun lan’ diyerek kendine tokat attıklarını söyledi.

Profesöre kantinde taciz

* Erciyes Üniversitesi’ndeki bir öğretim üyesi, ramazan ayında kantinden çay alıp sigara içtiğini, yanına gelen bir ülkücünün ‘Profesör olmuşsun ama adam olamamışsın’ dediğini ve 150 kişinin kantini terk ettiğini anlattı.
* Adapazarı’nda bir liseli, öğretmenlerin ‘cuma’ya gidecek öğrencilere izin verdiklerini anlattı.

* Batman’da bir öğretmen cuma günleri namaz saatlerinde derslerin boş geçtiğini söyledi.

* Konya’daki bir doktor, eczacıların cuma namazına gitse de gitmese de ortadan yok olduklarını, ancak eczanenin bir kalfa gözetiminde açık kaldığını, son zamanlarda buna dahi cesaret edilemeyip kepenklerin indirildiğini söyledi.

* Kayseri’de Alevi bir esnaf, merkezi yerlerde çoğu Alevi’nin cuma namazı sırasında kepenk kapattıklarını belirtti. Kayseri Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi bir kişi ticaret yapanların mutlaka cumaya gittiklerini belirtti, “Ama dürüstlük yoktur. Gitmeyen ortada dolaşmaz, camiye gittim numarası yapar” dedi.

‘İş’ nedeniyle hacca

* Malatyalı bir işadamı, çevrelerinde iş alamama kaygısıyla içkiyi bırakan, umreye, hacca giden çok kişi olduğunu anlattı.

* Devlet hastanesinde çalışan bir teknisyen kadrolaşmaya dair başından geçen bir olayı şöyle anlattı:

“Benim yerime bir başka arkadaş geldi. Ne inşaattan anlar, ne de teknikten. Tek meziyeti AKP sempatizanı oluşu. Bizim 20 kişilik ekibin başına teknik sorumlu olarak getirildi ama hiç kimseye, hiçbir ustaya, hiçbir kalifiye elemana ‘Şu işi şöyle yap’ diyebilecek beceriye sahip değil.”

* Sivas’ta bir sağlık çalışanı, çalıştığı hastanede iki -üç yıllık tecrübesi olanların müdür ya da müdür yardımcılığına atandığını, Diyanet İşleri Müdürlüğü’nden hastaneye atanan imam hatip lisesi kökenli birisinin önce ambar memurluğuna oradan da hastane müdür yardımcılığına yükseltildiğini söyledi.

* Konya’da bir öğretmen ilköğretimde kızların okul kapısına kadar başörtülü olmalarını müdüre şikâyet edince, üç mahalle muhtarı ve 80 velinin görevden alınması için valiliğe dilekçe yazdığını anlattı. Bunun üzerine ‘sürgün’ edildiğini söyleyen öğretmen, bir başka sefer de, okul komisyonu tarafından onaylanan 23 Nisan konuşması nedeniyle ilköğretim müfettişinin kendisine maaş kesme cezası verdiğini söyledi.

* Aydın’da bir kamu çalışanı Cumhuriyet gazetesi okuduğu için şeflerinden tepki aldığını anlattı.

Tarihçiden Sünnilik dersi

* Sultanbeyli’de bir lise öğrencisi tarih öğretmeninin tarihi konular yerine çoğu kez Sünni Müslümanlık hakkında bilgi verdiğini, İstanbul’un fethini anlatırken Hıristiyanlardan ‘dangalaklar, geri zekâlılar’ diye bahsettiğini söyledi. Aynı öğretmen öğrencinin anlatımlarına göre başı açık kadınları köpeklere benzetiyordu. Biyoloji öğretmeni ise Sivas’taki Madımak Oteli olayına karışanların hapiste cezalarını çektiklerini, öte yandan yakılanların da yanarak cezalarını çektiklerini söyledi.

Cemaat evleri, öğrencilerin peşinde

* Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden bir öğrenci: “Liseyi okuduğum kentte iki dershane vardı. Ben cemaate ait olana gittim. Üniversiteyi kazanır kazanmaz telefon açtılar. Seni götürüp kaydedeceğiz dediler. Trabzon’a dershaneden bir hocayla geldik. Arabada yedi öğrenciydik. Hoca beni burada birine teslim etti. Ev tutuldu, eve yerleştim.”

* Erzurum’da bir öğretmen, ikinci sınıfta olan ve seviye tespit sınavından matematikte yüksek performans gösteren çocuğunu cemaat okuluna göndermesi için yapılan ısrarlardan dert yandı.

* Aydın’da bir öğretmen başarılı bir öğrencisinin performansının birdenbire düştüğünü ve sürekli uyukladığını fark etmişti. Nedenini araştırdığında 6. sınıf öğrencisi çocuğun kaldığı cemaat yurdunda sabah namazına uyandırıldığını, namazdan sonra da okul saatine kadar Said- i Nursi kitapları okuduğunu anlattı.
* Sivas’ta bir üniversiteli, “Siz ‘koyu solcuyum ama cemaat evine girmek istiyorum’ deyin, hiç kimse size karşı koymaz” dedi.

* Kayseri’de üniversiteli bir genç kız, ÖSS’ye hazırlandığı sırada kütüphanede ders çalışırken, ezan okunduğu için camiye gittiğini anlattı. Dönüşte kitabında bir not bulmuştu. Notta ‘Camiye gittiğinin farkındayım, sana yardımcı olmak isterim’ yazıyordu. Notu yazan yanındaki üniversite öğrencisiydi. Birkaç kez kaldığı eve gitmişti. Ülkücü olduğunu ve sigara içtiğini söylediği halde dışlanmamıştı. Kız, ‘Derslerde yardımcı olup yavaş yavaş içlerine çekerler’ dedi.

* Kayseri’de bir kız öğrenci kısa süre kaldığı ‘Işık evleri’nin kurallarını şöyle sıraladı:
“Erkek arkadaşın olmayacak, saat 6’da eve geleceksin, 10’a kadar lise öğrencilerine ders vereceksin, 2.sınıfta hâlâ ‘çöm’sündür, 3. sınıfta abla olursun, 1. ve 2. sınıf öğrencilerine ders vermeye başlarsın, 4. sınıfa geçtiğinde yerini 3. sınıfa geçenler devralır.”

* Sivas’ta bir kız öğrenci farklı evlerde kalan kız ve erkek öğrencilerin birbirleriyle isterlerse evlenebileceklerini, bu amaçla açılan defterlerde adayların fotoğraflarının olduğunu anlattı.

Kaynak:RADİKAL gazetesi (19 aralık 2008)

Vatandas-siyaset iliskisi - Gunduz ISIK

VATANDAŞ- SİYASET İLİŞKİŞİ

“Çözümde görev almayanlar problemin parçası olurlar”(GOETHE)

Yine siyaset günleri geldi çattı! Vatandaş kıymete bindi. Vatandaş adına siyaset yapmaya çalışan ve çok da birbirine benzeyen çeşitli partiler! Yalnız, birbirine olan benzerliklerini de hep saklamaya çalışıp, diğerlerinden farklı olduklarını ve ‘vatandaştan’ yana! En doğru siyaseti kendilerinin yaptığını ifade eden bu ‘çeşitli partiler’ karsısında, vatandaşın nasıl davranacağı sorunu çok önem arz etmektedir diye düşünüyorum.

Yahu! 30–40 yıldır farklı ararlıklarla belimizi büken ekonomik ve sosyal krizler yaşadık. Yasadıklarımızı anlamaya çalışırken! Yeni siyaset yüzleri öne çıkarılıp bize umut pompaladılar. Yaşanan krizlerin, yoksulluğun, işsizliğin, üretememenin ‘gerçek sebepleri’ hep çarpıtılarak, bundan sonrası için benzer sorunların yaşanmayacağı aldatmaları dayatıldı vatandaşa! Derken, siyaset: ‘vatandaşı kandırma sanatı’ olarak yeni bir meslek haline geldi. Siyasetten bahsetmez olduk. Vatandaşa göre siyaset demek: ‘menfaatler’ için yalan söylemek demektir seklinde yorumlanmaktadır günümüzde.

Umut ışığı olarak; küresel dünyaya hâkim olacak Neo-Liberalizm’in(serbest piyasa koşularının) reçetesini sundular. ‘Kamusallaşmaya’ karşı ‘özelleştirme’ dediler. Rekabete dayalı piyasa koşuları dediler!, reel üretimin artırılacağı ve kalitenin yükseleceği, ‘kalkınmanın’ ve ‘büyümenin’ bu paralelde artacağı vaatleri ille vatandaş ikna edildi.

Bu gün için de görünen sonuca baktığımızda, bu ikna yöntemine; vatandaş, bundan sonrası için inanacak mı? İnanmayacak mı? Durumu, günümüz siyasetinde belirleyici olacağına inanıyorum.

Vatandaş diyor ki :
Yine ekonomide resesyon(durgunluk )hali, ‘var olan işini’ kaybedenler ile birlikte dahada büyüyen issizlik sorunu, iflas eden şirketler, kapatılmakla karşı karsıya kalan fabrikalar, büyümedeki gerileme, ekonomideki daralma, üretimsizlik gibi sorunların sebeplerini sorgulayarak ?….

Tarihsel derinliklerimizden bu güne kadar gelen tabuları, ulusal bağımsızlığı, özgürlükleri, insan hakları ve demokrasiyi; kimlerin, nasıl yorumladığını sorgulayarak?...

ABD ve AB ile olan ilişkiler paralelinde, uluslar arası finans çevrelerine olan bağımlılığı(Dünya Bankası, Uluslar arası Ticaret Örgütü, Uluslar arası Para Fonu)gibi, “Kolektif Emperyalist” güçlerin çıkarları adına oyuna gelmemeği, yorumlayarak ve sorgulayarak?..

Komsularımızla ilişkilerimizin boyutunu hesaba katarak, özellikle ABD ve müttefiklerinin yakın coğrafyamızın içinde bulunan ‘Ortadoğu’ ülkelerine karsı geliştirdikleri çıkar ilişkilerin aleti olmama noktasında (Büyük Ortadoğu Projesi)oyuna gelinmemesi için, olup biteni yorumlayarak ve sorgulayarak?

Vatandaş olarak, tümüyle bu saydığımız temel ilkeleri göz ardı etmeyen bir siyaset arayışı içinde olabileceğimizi ifade edebiliyorsak doğru yolda olduğumuza inanıyorum…

Artık birilerin ‘rant ilişkileri’ adına malzeme olmak istemiyorum diyor vatandaş. Bilincimi ve irademi doğru kullanarak, yasadıklarımdan dersler çıkararak siyasi tercihimi özgürce kullanmak istiyorum diyor vatandaş!....

“Değişim –Dönüşüm” kösesi de diyor ki : Vatandaş, çıkarlarını doğru tahlil edebildiği ve siyasi tercihini özgürce kullanabildiği kadariyle, geleceğinin aydınlık günlerine hizmet etmiş olabilir…. Saygılar-sevgiler…

SENİ DÜŞÜNMEK

Seni düşünmek güzel şey,
Ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey…
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum…
Nazım HİKMET


Gündüz IŞIK
Gunduz1956@hotmail.com

WWW.vartositesi.COM

Maras katliaminin 30'uncu yili Adana'da protesto edilecek !


30. YILINDA MARAŞ KATLİAMI’NI UNUTMADIK… UNUTTURMAYACAĞIZ!
Maraş katliamının üzerinden 30 yıl geçti. Bu katliamda sorumluluğu bulunanlar ya hiç yargılanmadan “kurtuldu” ya da göstermelik yargılanıp (!) beraat ettirildi; katliamın asıl planlayıcılarıysa hiç konuşulup gün yüzüne çıkarılamadı. Çünkü Maraş katliamı tasarlanırken senaryonun en önemli parçası, katliamcıların önce korunması, sonra zaman içerisinde, “suçsuz ilan edilip unutturulmasıydı ”. Katliamcıların asıl amacı, 12 Mart askeri diktatörlüğünden sonra gelişmekte olan özelde emekçi hareketini, genelde solu-toplumsal muhalefetin yükselişini durdurmak ve 12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlamak için, halklar ve inançlar bahçesi olan Maraş’ta Alevi, solcu, demokrat insanları kıyıma uğratıp, sağ kalanları ise baskı altına alarak, sindirme ve korku psikolojisi ile göçe zorlamaktı. Başarılı olan bu senaryonun, CIA’dan ve onun yönlendirdiği devlet içindeki derin güçlerinden icazet alınmadan yapılması mümkün değildi. Zaten katliamda başaktörün “DERİN DEVLET” olduğu yıllar sonra Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in arşivinden çıkan “bilgi notu”nda ortaya çıktı. Sivas’ta 33 canımızın yakıldığı katliam için “Biz Sivas’taki şeriatçı örgütlenmenin gücünü ve herhangi bir kalkışmada ne kadar sürede kontrol altına alınabileceğini görmek istedik. Ama ipin ucu kaçtı, saldırganlara hâkim olamadık” diyen “DERİN DEVLET” anlayışı, tarih boyunca gerici, şeriatçı, faşist güçlerle kol kola idi. Aynı karanlık güç odakları Madımak Katliamı’ndan önce Sivas’ta (4 Eylül 1978 olayları) ve Çorum’da idi. Zira bu anlayışın var olma nedeni, yaşamsal dayanaklarını ve hizmet ettiği amacı ayan beyan ortaya koymaktadır. Baba İshak ve Yarenleri’nden, Yol Ulumuz Pir Sultan Abdal’a, Deniz Gezmiş’e, 12 yaşında semah dönmek için gittiği Sivas’ta yakılan Koray Kaya’dan, 12 Yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz’a kadar yaşanan tüm cinayet ve katliamların sorumlusu aynı organize güçlerdir. Bu organize güçleri örten perde, gelip geçen çeşitli hükümetler ve şu anda iktidarda bulunan AKP hükümeti tarafından da özenle korundu, ilgili arşivler açılmadı. Katliamları yapanlar değil, gündeme getirenler suçlu görülmekte; “yarayı kaşımayın, tarihi tarihçilere bırakın” gibi kurnazlıklarla katliam ve katliamcılar unutturulmaya çalışılmaktadır. Maraş’ta insanlık dışı kıyımın vicdanlarımızda yarattığı utancı hep birlikte temizlemenin, katliamlarla yüzleşmenin ve gerçek faillerin bulunmasının gerekliliğine inanıyoruz. Maraşların unutturulmasının sonucu olarak, farklı kimlik ve inançtaki her insanın can ve mal güvenliğine yönelik tehditlerin bugün dahi artarak devam ettiğini görüyoruz. Türkiye, geçmişindeki bu utancı temizlemek, geleceğini de aydınlatmak zorundadır. Bizce bunun çözümü katliamın, gizli servislerdeki arşiv belgelerinin açıklanması, karanlıkta kalmış gerçek faillerinin bulunması ve Alevilerden özür dilenmesidir. Yeni Katliamlar yaşanmaması için Maraş’ın unutturulmasına yönelik girişim ve çabalara set çekmek, toplumun ve devletin yüzleşmesini sağlamak önem taşımaktadır. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, çok sesliliği, farklılıkları ahenk içerisinde bir arada yaşatma kültürünü savunurken, bunu tahrip eden karanlıkta kalmış bütün katliamların aydınlığa kavuşturulması içinde kararlı bir şekilde mücadele vermeyi amaç edinmiştir; bunun için laikliği, emeğin özgürleştirilmesini, bireysel hakların geliştirilmesini, devletin demokratikleştirilmesini savunan güçlerle omuz omuza olmayı önemser. Bu mitinge vereceğiniz desteğin, farklı kültürlerin ve inançların bir arada yaşayabileceği bir Türkiye özleminin gerçekleşmesine katkı sunacağını ve Maraş katliamını unutturmak isteyen çevrelere etkili bir cevap olacağını düşünüyoruz. Bu yüzden 21 Aralık’ta Adana’da yapacağımız mitingde yoldaşlık ve musahiplik bekliyoruz.

MİTİNG: 21 ARALIK 2008 PAZAR ADANA
Toplanma Yeri : Saat 12,00 Mimar Sinan Anfi Tiyatro Önü Miting :
Saat 13,00
Uğur Mumcu Meydanı
KONUK SANATÇI: EMEKÇİ-FERHAT TUNÇ
PİRSULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ
ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU’NUN DESTEĞİ İLE
Kaynak:sendika.org.tr

Firat Gunes'in ilk klibi gule vartositesi'nde


Vartolu Sanat emekçisi Fırat Güneş ilk klibini rojdayla birlikte düet yaptığı ve büyük beğeni gören Gule adlı klama çekti.


Sanatçıdan yapılan açıklamaya göre klip her gün 9.45 - 14.30 - ve 17.00 de hayat tv deki müzik programı içerisinde dönmeye başladı.Vartotv-varto sitesi olarak sanatçıya bir kez daha başarılar diliyor ve
Sizler için Gulenin sözlerini varto sitesine aktarıyoruz
Gule:
Gula mı wi urzera Gulé
Hewné xo ki berzé da Gulé
Dewa ma talan kerda Gulé
Kedxwaru xé hayına
Ravér bé gulam ravérbe
Kam xayıno tı caverde
Nergizo gule zımzımo
Nınga roné gımgımo
Waré kalo seré kemeri
Né şona zeré mı se bıkeri
Ez ké amo be ma şime
Ma bime vergé teveri
Gola saré ware mabo
Ez qé here kewto tı şo
Goşkar baba wayıré mabo
Fırat vano piya şime
Seyit nesemi de hevalbime
Roj vejiya diyare koğede
verba gımgımi şime

Vaten u Muzik:Fırat Güneş

Vartonun Çığlığı-vartositesi.com

İzmirdeki Vartolular 21 Aralikta toplaniyorlar

13 Aralık Cuma akşamı Çiğlide Belediye Hizmet binasında bulunan Erzurumlular derneğinde İstanbuldaki Vartolular derneği Eyüp(eski) şube başkanı, Ankara ve İstanbuldan dernek üyeleri ile izmirdeki dernek yönetimi ve eski-yeni üyelerin katıldığı bir toplantı düzenlendi.Toplantı sonrasında Dernekten yapılan açıklamaya göre 21 Aralık günü saat 13.00 de Paşakule'de büyük bir toplantı yapılmasının öngörüldüğü belirtildi.
Toplantıda:
(1) Varto derneği hakında çalışmaları bilgiler.
(2)Varto Vakfı nın İzmirdeki ayağı hakkında bilgi sunulması.
(3) Yerel Yönetimlerde Varto'lular
(4) Dilek Temeniler ve Kapanış
bölümlerinin yer alacağı bildirildi.
*Bilgilerin bir bölümü Erdal TEKE'den alınmıştır.

Varto'da kurbanliklar elde kaldi!

Muş'un Varto ilçesinde hayvan sahipleri, kurban fiyatlarının geçen yıla oranla aynı olduğunu fakat buna rağmen alıcı bulamadıklarını belirttiler. Belediye Pasajı arkasında kurulan pazarda satışlara devam eden hayvan sahipleri alıcı bulamaktan, vatandaşlar da pahalılıktan yakındı. Küçükbaş hayvan fiyatlarının 200 ile 300 YTL arasında değiştiğini ifade eden kurban satıcıları, bunun da gayet normal olduğunu söylediler. Saman, yem ve kepeğin geçen yıla oranla artmasına rağmen hayvan fiyatlarının aynı seviyede olduğunu ifade eden hayvan sahipleri "Böyle giderse hayvanlarımız elimizde kalacak. Yaklaşık 1 yıl evimizde beslediğimiz hayvanları satmak için pazara getirdik. Maalesef vatandaşta para olmadığı için sadece bakıp bakıp dolaşıyorlar. Burada gördüğünüz insanlar kuru kalabalıktan başka bir şey değil" şeklinde konuştular.k:
Kaynak:Fatih ÇELİK-/Varto

Bir kurban bayrami yazisi - A. Mutlu Haner



O gün gündüz ekmek almadınız varsayın. Ya da ekmek aldınız diyelim ama dükkanlar kapandı eve geldiğinizde. Baktınız ki yiyecek bir şey yok evde (ya da siz öyle sanıyorsunuz). Pişirilecek hiç bir madde yok. Sabahtan da bir simit yemişsiniz ve açlıktan ölüyor gibisiniz. Midenizdeki laktasyon, asidik salgılar da ancak kurtalırınızı besliyor. Kısacası ağzınızn salyalarrı akmış gibi. Konu komşu yok var sayın. Ya da var varsayın ama nazınız ne mümkün geçmedi bir sıvı yağ bile istemeye ki, hiç olmazsa ekmeği kızartasınız. Ya da hadi yağı da verdi bu öykücüğü yazan hain yazar ama tüp yok bu sefer! Ne olacak bu sefer? Öylece çaresizlikler-imkanszılıklar evinize misafirliğe gelmiş ve geri çevirecek gibi değilsiniz.
Ekmek te hadi çok taze olsa yine neyse. Orta derecede bayat. (Olsun en azından taştan yumuşak). Sonra dolabı açtınız ve baktınız ki bir terem yağ duruyor oracıkta. Şu markası bile "terem" olan tereyağı. O hani beyaz plastik kutusuyla dolabı her açtığınızda sanki dolabın bir parçası olarak imal edilmiş gibi suratına bile bakmadığınız terem yağ göz kırpıyor size. Her gün yemeyi ertleediğiniz, üzeri açık ve dolabın regülaör kokusu içine sinmiş o margarin şimdi ne biçim geliyor size. O margarin...

O YAĞ!

Ondansonra aldınız yağı ve sürdünüz çekine çekine ekmeğe.. Sonra bir yediniz, pir yediniz. Vay anam! O ne lezzet! O neymiş öyle... Belki bir patlıcan köz gibi, kızartma gibi değil ama o iki yemek te onun gibi değilmiş. Bilmediğiniz bir lezzeti tattınız. Ne mutlusunuz yarabbi! Sonr artık evinizde bonfile, eskargo veya karnı yarık bile yapsanız bu yadı sevdiğiniz farkedeceksiniz. (bu yazıyı reklam metni olarak yazsaydım kesin para verirlerdi bana).
Acaba Budistler haklı mıymış Nirvana'da? Hara Krişna yaparak, günlerce kendilerini aç bırakarak, sonra da yemeğe saldırarak tokluğun mutluluğunu yaşamakta haklılar mıymış? Haklılar mıymış bu imitasyon yokslluğu yaşamakta. Konu bu değil!

İkinci örnek (okumaya alışkın olanlar için):
Artık aynı kitapların arasında kalmışsınız tek göz oda bir evde. Yazdıkça da aynı şeyi yazdığınızı farkediyorsunuz. Zaman durmuş adeta. Dünya durmuş sizin dönüyorsunuz, ama dünya hala durgun geliyor sizeo anda. Kitaplıkta Carson Mc Cullers ile Yaşar Kemal yanyana duruyor. İkisini de okumanın ötesinde hıfzetmişsiniz, tetkik etmişsiniz, hatmetmişşsiniz (artık ne derseniz deyiniz...)
Yuvanızda statik değil, değişken bir kitaplığınız var ve arşivinişzde tabii. Arada paylaşmanın mutluluğunu yaşamak için kimilerini başka eş dosta evlatlık veriyorsunuz. Hatta memleketin bir ucundaki bir akrabaya, bir dosta... Sonra yenilerini değil, değişiklerini koyarsınız o eski sahaf kitaplarının rafa... Ama sonra bakarsınız bu sefer değişimin kendisinde bile monotonluk var. (İnsanın istekleri bitmiyor ki...Yine Budalar haklı galiba...)
Sonra bir baktınız, hiç elinize almadığınız kadın mecmuaları duruyor orda. Kadını anlatıyor. Hemen yanında aile-sağlık dergileri. Çekine çekine elinize alıp karıştırıyorsunuz ve bakıyorsunuz ki her tarafı kadın, aile, tıp değilmiş. Belki size hitap eden teorik tahliller, edebi biçem yok, ama bunlarda olanlar da o aradıklarınızda yokmuş. Anti enflamatuar enfeksiyon tedavisini öğrenmek hiç te fene olmadı o gece. ya da perine derisini kesme cerrahi mecburiyeti nasıl doğar, onu... sessizliğin çöktüğü gece yarısında iyi geldi bunlar. Ve artık jinekoloji dikkatinizi çekebiliyor. Ve monotonluk sizi hiç bilmediğiniz anda değişik bir devinime çekti.

Üçüncü örnek; karnınız çok aç ama diyelim ki et yemiyorsunuz ve etli bir yemekduruyor dolabınızda. Lakin yemeğin içinde sebze de var. Ama ekmek ve o yemek var sadece. Burnunuzu elinizle kapatıp ekmeği yemeğin suyuna bandınız ve o şekilde bir lokma yediniz ama mideniz kabul etmiyor gibi. İlla da yoksulluk olmuyormuş açlık demek ki. Anneniz yemeği pişirip bayram diye memlekete gitmiş ve alış verişte bir sonraki güne kalmış. Bulunduğunuz yer, köyden farksız... Yani yok yok yok...
Çıkıp bahçeye bakıyorsunuz, yiyecek bir meyva ağacı varsa bari ondan yiyeyim diyerek. 5 km yürüdüzün Özdilek'ten ya da BIM den (açıksa) makarna alıp gelene kadar zaten açlıktan düşerim diye düşünüyorsunuz ve vaz geçiyorsunuz. Tam aklınızıdaki davranışa güdülenirken, yani daldan erik almaya yeltenirken konu dışı bir parantez açalım birden F tiplerindeki TAYADlılar aklınıza geliyor ve utanıyorsunuz, benzetme yerindeyse atların kurrik atması gibi tavrınızdan.
Sonra lakto vejeteryan olup ta süt ve süt ürünleri yiyorken ve de evde turp gibi (gerçekten de turp gibi!) bir yoğurt dururken ne bu muhteris ve kerizane tutumlar! Zaten bakıyorsunuzerik te hoş değilmiş. Mevsimi geçmiş. Gelip evde yoğurdun içine ekmek kattınız. Fantazi olsun diye de hafiften sulandırnız ve içine de taze nane yapraklarını kattınız ve baktınız içki sofralarını bile komplekse sokan bir lezzet.
Sonra da kaşıkla değil, birden parmakla yeyince tekrar budizmin açlıktan ölmek üzere olan insanı anlayarak, ama öyle olmayarak son anda yemek yemenin mutlululuğunu anladınızz. (Müslümanların şükür dedikleri mesele, mesela...)

Ve kurban bayramı yaklaşırken hem de açlıktan ölen insanlığı açlıktan kurtarmaya muktedir olmayan o kadar adanmışlığı kaderine insanca(!) yazılmış canlının katlini düşünün. Topu topu yenilip sıçılacak onca şey varken, bu hayvancağızların katline ferman, bayramlarına kurban edilen canlarını, bu feda etme kültünü düşününüz. Düşünün bir : zaaflarınızla kızarmış et kokusu arasındaki rakımı sıfıra indiren insanın doyumsuz ihtirasını hangi tokluk kapatır ki, adına "lezzet" denilen yanılsama kapatsın. Aalay eder gibi adına "şeker bayramı" denilen ... Hiç olmazsa kurban ve bayram kelimlerini bir araya getiren bu anlayış, sıkıyorsa açlık ver mutluluk kavramını bir ara getirisin... İmkan ve imkansızlığı...

* * * (çoktan seçmeli yazıdır!)

Haner
02.12.08 / İST







ÇÖP KUTUSU

...sonra artık evinizde bonfile, eskargo yapsanız bile bu tad onlardan daha lezzetli gelecek belkide..../

/...acaba Budistler haklılar mıymış, günlerce aç kalıp yamyam gibi yemek yemenin ilginç mutluluğunu...../

/... o gece doğum nasıl yapılır onu da öğrendiniz, bir baktınız ki..../

/...Üçüncü örnek; karnınız çok aç ama benim gibi et yemiyorsunuz ve etli bir ...../ ....burnunuzu elinizle sıkıp.../

29 Kasim'da Ankara'da Miting Duzenleniyor !

29 Kasım’da KESK ve DİSK’in çağrısıyla Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelecek on binlerce kişiyle birlikte Ankara’da, “KRİZE, İŞŞİZLİĞE, YOKSULLUĞA VE ZAMLARA KARŞI EMEK, BARIŞ VE DEMOKRASİ MİTİNGİ” gerçekleştirilecektir.
Krizin bedelini işsizlikle, yoksullukla ve zamlarla ödemek istemeyen tüm kesimleri, eylemlerimize destek olmaya, alanlarda yan yana gelmeye çağırıyoruz.
KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU
DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU
http://www.vartositesi.com/

Varto-Der izmir girişimi

DUYURU
İZMİR VARTO DER yeniden yapılandırma toplantısı 29/11/2008 tarihinde saat 17:oo da Çiğli Kilim Türkü Cafe' de gerçekleştirilecektir. Toplantımıza tüm Varto'lu hemşerilerimiz davetlidir.
İZMİR VARTO DER GİRİŞİM GRUBU
Genel bilgi için
Erdal TEKE : erdo49@hotmail.com tel:0535 703 06 01
Çetin AKGÜL: rohat78@hotmail.com tel:0538 390 62 46

Vartolu ressam Sibel Akdag'in büyük başarısı


33. Dyo resim yarışması sonuçlandı. Vartolu resim emekçisi Sibel Akdağ önemli bir başarıya imza attı.Açıklanan sonuçlara göre Varto'lu Sanat emekçimiz Sibel AKDAĞ'ın yağlıboya tekniği kullanarak çizdiği resimde "sergilenmeye değer eser"ler kategorisine alındı.19 Eylül 2008 gününe kadar son başvuruları yapılan Dyo resim yarışmasında "finale kalan" çalışmalar arasında bulunan AKDAĞ'ın 140x120 boyutlarında "Paradoks" adlı eseri dikkat çeken resimler arasında kendine yer buldu.Söz konusu tablo Dyo tarafından yapılan açıklamaya göre " Ödül kazanan ve sergilenmeye değer bulunan eserler ile birlikte İstanbul, Edirne, İzmir, Malatya, Şanlıurfa, Ankara, Kıbrıs / Lefkoşe, Kayseri, Trabzon ve Denizli' illerinde sergilenecek".Vartolu genç ressamımıza sanat hayatında başarılar diliyoruz.Yakın süreçte Sibel AKDAĞ ile ilgili dosyamız http://www.vartositesi.com/ sayfalarından sizlerle birlikte olacak.

Sairler ve siirseverler izmir cigli'de bulusuyor !

ŞAİRLER ŞİİRSEVERLERLE BULUŞUYOR
Değerli dostlar;
16 Kasım 2008 pazar günü, saat 12.00 ile 18.00 arasında gerçekleştireceğimiz, yurt dışından ve Türkiyenin dört bir yanından değerli şairlerin katılacağı, sazıyla sözüyle üstad Aşık Turabi, Ozan Daimi, Zülfikar Şahin ve dost yürek Çiğdem Taş hanfendinin renk katacağı ve tiyatral şovlarıyla şiire ahenk katacak olan İzmir Sanat Kulesi Oyuncularının bizlerle olacağı, Cem tv deki müthiş sunumuyla Hüsniye çınar hanfendinin sunacağı bu güzel organizasyona tüm şair, yazar ve şiir severler davetlidir.
Katılmak isteyen arkadaşlar lütfen özelime yada e-mail adresime mesaj bıraksınlar.

Not:
-yemekli değildir
-katılan tüm şairler birer şiirlerini seslendireceklerdir (isterlerse)
-girişler 5ytl olarak ücretlendirilecektir
-organizasyon kapsamında çıkmış olan kitaplarını imzalamak isteyen şair dostlar lütfen bizimle irtibat kursunlar

Katılacak Şairler Yazar ve Ozanlar
01-Rifat Kaya - Sivas
02-Hasan Karasu - G.Antep
03-Şadıman Şenbalkan - İzmir
04-Ali Şeker - İzmir + 3 kişi
05-Yavuz Ağır - Aydın
06-Bayram Kaya - Ankara+ 5kişi
07-Asude Solmaz Kaya - Ankara
08-Fatma Aras - İzmir
09-Mehmet Güven - İzmir
10-Aynur Avcı - İzmir
11-Oya Özpoyraz - İzmir
12-Ali Şener - İzmir + 2 kişi
13-Faruk İlerialkan - İzmir

Katılmak isteyen tüm dostlar lütfen isminizi yazdırınız...

Kitap İmzalayacak Şairler:
Rifat Kaya

Organizasyon
Bedirhan BORAN
Çetin AKGÜL

Yer: Gelincik sosyal tesisleri düğün salonu Çiğli ptt yanı Çiğli- İZMİR
Tarih: 16.Kasım.2008
Saat: 12.00-18.00

İletişim ve her türlü soru ve önerileriniz için:

Bedirhan BORAN: 0535 846 5757
: 0506 313 2750
:bedirhan_boran@hotmail.com


Çetin AKGÜL : 0555 806 66 00
0538 392 62 46

1980'ler Yerli Sineması


1980'ler Yerli Sineması
(Yerli Sinema Üzerine-2)

İlgili tüm filmleri temin etmemi sağlayan değerli arkadaşım Koray Erten'e teşekkürler..

Dönemin genç yönetmeni Erden Kıral'ın Hakkari'de Bir Mevsim filmi 1982'de Berlin'de Gümüş Ayı ödülünü alır. Yerli sinemamız, 1980'lere bu başarıyla "merhaba" der.

Daha önceki SİNEMAMIZIN TARİHSEL GELİŞİMİNDE 1970 ' LER başlıklı yazımızda 1970'lerde sinemanın bir kıvrantı içinde olduğunu ve toplumsal konulara eğilmekle klasik Yeşilçam sınırlarının zorlandığını belirtmiştik.(Yalnızca 1077'de 120 film çekilde ve bu rakam 1982'de 70'e düşmüştü).

Bu bunalımların temelinde enflasyon ve kıtlık geliyordu. Diğer bir deyişle hamfilm bulma sıkıntısı. Bu nedenle yönetmenler, yapımcıların insiyatifinde piyasa işi ucuz şarkıcı filmleri yapmaya yöneldiler. Atıf Yılmaz bile bu rüzgara kapılanlardan oldu. (Acı Hatıralar-Emel Sayın / Minikserçe-Sezen Aksu/ 1978)

Aralrında Tunç Okan'ın da bulunduğu bir kaç genç yönetmenin kendi olanaklarıyla ortaya koyduğu filmler belli bir başarı ve kalite çizgisini tutturmakla beraber adına Genç Türk Sineması denilen akımın belkemiğini oluşturdu. Maden (Erden Kıral), Sürü(Zeki Ökten), Merhaba(Özcan Arca), Otobüs(Tunç Okan) bu filmlerden bir kaçıdır.

Yine eklemek gerekirse, "star" denilen denilen oyuncuların ücretlerini ödeme güçlüğü yaşayan sinemacılar bu defa yeni yıldızlar ürettiler ve Ayhan Işık gibi eski yıldızların yerini yeni türkücü,şarkıcı oyunculara terkediyordu ve Arabesk filmleri furyası da 1980'lerde doruğa çıkıyordu. Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses ve İbrahim Tatlıses bu akımın en önemli dört ismi oldu, 1980'ler sinemasında.

Bir de bu dönemde bir değişim daha gözlendi. 12 Eylül sonrası iyice cıvıklaşan basının etkisiyle 1980'ler foto-roman yerine film-foto-roman ve magazin dergisi yılları oldu. Böyle olunca da hazırda çekilmiş filmer fotoromana aktarıldı ya da kimi sinema yapımcıları bizzat gazete ve dergiler için foto-romanlar hazırladılar. Bu da sinemaya darbe vurdu.

"Genç Türk Sineması" olarak adlandırılan (1970-1980) dönem içerisinde Atıf Yılmaz, Ö Lütfi Akad usta, Halit Refiğ ve Osman Seden gibi tecrubeli yönetmenler genel olarak Yeşilçam ortalamasının içinde kaldıylarsa da sinemaın en verimli yönetmenlerinden Atıf Yılmaz, bu dönemde arayışlarını sürdürdü. Ve kimileyin Yeşilçam ortalamasının üzerine çıktı. Bu dönemde Salako (1975), İşte Hayat(1975), Kibar Feyzo(1978), Talihli Amele(1980), Dolap Beygiri(1982), Hasip ile Nasip(1976), Köşeyi Dönen Adam(1978) gibi toplumsal yanı güçlü güldürü filmlrinin yanısıra Minikserçe( 1978) ve Acı Hatırlar(1978) gibi şarkıcı filmlerine de imza attı.

1980'lere girerken ilk dikkat çeken filmlerden biri de asıl mesleği sanat tarihçiliği olan Sinan Çetin'in ilk filmi Bir Günün Hikayesi (1980) adlı filmidir.

Onat Kutlar'ın yazdığı, E Kıral'ın Hakkari'de Bir Mevsim filmi Gümüş Ayı ödülü dışında Akdeniz Kültürleri Şenliği'nde Büyük ödülü aldı.

1980'li yıllarda Kadın Filmleri furyasını başlatarak Atıf Yılmaz, bir yandan; kırsal kesimdeki kadın, cezaevindeki kadın temalarıyla toplumsalgerçekçi yönetmen Şerif Gören'de bir yandan ön plana çıkan iki yönetmen oldu. Ancak yine de sinemada Feminizm denilince akla Atıf Yılmaz gelir.
Oyuncu olarak ta yerli sinemada alışıla geldik kadın imajını yıkan Müjde Ar olmuştur.

Müjde Ar'ın öncülük ettiği girişimden etkilenen eski oyunculardan H Koçyiğit, Hale Soygazi, T Şoray gibi sanatçlarda Firar, BirYudum Sevgi, Mine gibi filmlerle "boyun eğen, uslu kadın" konseptini sarstılar. Özellikle kendisine hep uysal roller reva görülen Hülya Koçyiğit ilginç bir başarı gösterdi, Şerif Gören filmlerinde.
Ama hala bir gerçekti ki -malesef- kadın filmlerini de hep erkekler yönetiyordu.
İşte buna paralel olarak Nisan Akman, BilgeOlgaç, Handan İpekçi ve Işıl Özgentürk gibi kadın yönetmenlerin dışında Türkan Şoray gibi kadın oyuncular da 70'lerin sonuna doğru yönetmenliğe yöneldiler. T Şoray'ın yönettiği Dönüş(1972) yerli sinemada göç olgusunu işleyen ilk toplumsal film olarak hatırı sayılır bir başarıya ve olumlu eleştirilere mazhar oldu.

Ardından Azap ve Bodrum Hakimi'ni yöneten Şoray'ın Yaşar Kemal'in romanından uyarlayarak yönettiği Yılanı Öldürseler eleştirmenlerce olumnlu değerlendirildi.

80'lerin sonlarına doğru ise iki yönetmen belirdi: Tunç Başaran ve Yavuz tURGUL...
Y Turgul, bir anlamda ErtemEğilmez'in çizgizinden giderek çeşitli sosyal içerikli Şener Şen filmlerine imza atarken T Başaran Uçurtmayı Vurmasınlar (1989) ile Erden Kıral'ın Hakkari'de Bir Mvsim ile "start" ını yaptığı 1980'leri bu filmle iyi bir kapanışla sonlandıracaktı...
Ve ardından 1990'lar geldi...
(1990'larda sinema) ...devam edecek...

Haner
21 Haziran-Ağustos


Kaynakça;
Milliyet Sanat 1977 Sezonun Filmleri kapaklı almanak sayısı
Altın Portakal Film Festivali Tarihi 1987 tarihli Milliyet gazetesi broşürü
Sürü (vcd film)

Kanal(vcd film)


Otobüs (vcd film)


Talihli Amele (vcd film)


Maden (dvd film)


Kanal (dvd film)


Kibar Feyzo (VHS kaset film)


İbo İle Güllüşah (dvd film)


İşte Hayat (vcd film)


Derman(vcd film)


Firar (vcd film)


Kurbağalar(vcd film)


Yılanı Öldürseler (dvd film)


Hakkari'de Bir Mevsim (vcd film)


Bir Günün Hikayesi (vcd film)


Asiye Nasıl Kurtulur (vcd film/ VHS kaset film)


Aaaah Belinda (vcd film)


Fahriye Abla (VHS kaset film)


Dağınık Yatak (vcd film)


Adı Vasfiye (vcd film)


Mine (vcd film)


Minik Serçe (VHS kaset film)


Yılanı Öldürseler(dvd film)


Uçurtmayı Vurmasınlar(vcd film)


EdebiyatToplumTarihSiyasetSanatMüzik SinemaAnarşist Teori FeslsefeDin
Yer : www.vartositesi.com / G M Anarşist Gazete (Sayı;3 Ağustos/ Yıl:14)

Kategori : Sanat
Alt Kategori : Sinema
Tür : Makale

http://www.vartositesi.com VARTONUN ÇIĞLIĞI

Onbinlerce Alevi Ankara meydanlarındaydı !


9 Kasım 2008 Pazar günü gerçekleştirilen miting Alevilerin kendi haklarını arama noktasında bir ilkti.On yıllardır çeşitli nedenlerle ama en çok da kendilerine yönelik düzenlenen katliamları kınamak üzere bir araya gelen veya Demokratik yapıların etkinliklerini destekleyen Alevi hareketi ulaşmış olduğu evrede onbinleri gündemini kendi belirlediği "içe dönük" talepleri etrafında harekete geçirebileceğini göstermesi bakımından önemliydi.Çok sayıda sol-sosyalist yapının ve yöre derneklerinin destek verdiği miting Alevi Bektaşi federasyonu çatısına bağlı pirsultan dernekleri öncülüğünde gerçekleştirilirken İstanbul'dan Varto'ya çok sayıda dernek de alandaki yerini almıştı.Vartolu Aleviler de ilk defa Türkiyenin bir çok yerinden Ankara'ya aynı amaç için kendi pankartlarının arkasında yürümek üzere toplanmışlardı.200'den fazla Varto'lunun bir araya geldiği kortej miting alanının en çok ilgi çeken grupları arasında yer aldı.

Varto'dan gelen kortejde 10 yaşındaki çocuklar, 20 yaşındaki gençler 40 yaşındaki erişkinler,60 yaşındaki kadınlar, 80'lerinde olan yaşlılar..yani hangi yaş grubunu ararsanız vardı, ve yaşlıların yaklaşık 8 saat ayakta kalmalarına rağmen tek bir yorgunluk veya bıkkınlık belirtisi göstermemesi gerçekten çok önemli bir anı olarak katılımcıların hafızalarında yer edecek.

Haberimizi soğuk ve sıradan bir haber görüntüsünden çıkarmak için özel bir çabaya gerek yoktu,Ankara sokaklarındaki coşku, başka başka illerden gelen insanların özlemle kucaklaşmaları, sloganlar haykırılırken insanların "yaşarcasına" tek bir ağız olmaları küçümsenir gibi değildi.Benzer eylemlerden bu yürüyüşü ayıran belki bir kaç önemli nokta vardı.Onları kısaca sıralarsak şunları görmek mümkün:

*Aleviler kendi içlerinde ve dışa dönük yaklaşımlarda olgunluklarının zirvesindeydiler.Boyalı medyanın "provakasyon" yalanlarına, bomba konulacak çirkinliklerine rağmen, "yol"unun arkasında durarak sel olup alana aktılar...

*İzzettin Doğan ve Fermani Altun gibi devlet icazetli sözde Alevi kurum temsilcilerinin kitleyi bölme amaçlı "bu eylemi yapanlar Alevi değildir" karalamaları ancak kendilerini karaladı.

*Alanda (Varto kortejinde de) Türk bayraklarıyla birlikte Kürtçe halaylar ve Zazaca sloganlar döviz ve afişler yanyana geldi.Çorumlular, yozgatlılar, Tokat'lılar ile Dersimliler, Varto'lular,Diyarbakırlılar aynılıkları ve farklılıklarıyla benzer saygı çerçevesinde Sıhhiye meydanındaydılar.Böylece ırkçı söylemlerin Alevi toplumu içerisinde artık tutmadığı elinde bayrak taşıyanların da " Kahrolsun Faşizm-Yaşasın Halkların kardeşliği" sloganı attıkları umut verici ve çok net bir ayrıntı olarak geride kaldı.


*Diyanetin kendi sırtlarındaki kambur olmasını istemeyen Alevi-kızılbaşlar, "İnançlara eşitlik istediler"...cemevlerine saygı duyulmasını ve zorunlu din derslerinin kaldırılmasını talep ettiler.Sıralanan tüm talepleri için Anayasal güvence isteyen ABF ve bağlı kurumlar daha büyük eylemlerde yan yana gelmek üzere alandan akşam saatlerinde ayrıldılar.
Vartoluların eyleme kattığı renklerden fotoğraflar BURADA.



Aşağıda bu eylemlere ilişkin çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan haberleri de bulabileceksiniz.













Bu arada mitig üzerine öncesinde ve sonrasında YALAN HABERLER de yapıldı.İşte o haberler ve o yalanlar üzerine...





MİTİNGDEN ONLARCA FOTOĞRAF (Vartoluların 9 Kasım'ı...)




VARTOSİTESİNE BURDAN ULAŞABİLİRSİNİZ


http://www.vartositesi.com VARTONUN ÇIĞLIĞI

Varto'lu Aleviler Ankara'ya yuruyecekler

ALEVİLER DEMOKRATİK HAKLARI İÇİN ANKARAYA YÜRÜYECEK
"Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Varto Şubesi Başkanı Burhan KAYA : Demokratik haklarımızı savunmak üzere Varto’dan Ankara’ya yürüyeceğiz."
— VARTO PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ BAŞKANLIĞINDAN ÇAĞRI
Muş’un Varto ilçesi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Varto Şubesi Başkanı Demokratik haklarımızı savunmak üzere ilk defa Aleviler olarak Varto’dan Ankara’ya yürüyeceğiz söyleminde bulundu.
Muş’un Varto ilçesinde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Varto Şubesi Başkanı Burhan Kaya Makamında İha Muhabirine yaptığı açıklamada Alevilerin demokratik haklarını savunmak üzere 7 Kasımda Varto’dan Ankara’ya yürüyeceklerini açıkladı.
Konuyla ilgili olarak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Varto Şubesi Başkanı şu açıklamalarda bulundu. "Alevi Bektaşi Federasyonun yurt genelinde uygulamış olduğu kararla biz Alevi dernekleri ve Aleviler olarak 7–8–9 Kasım tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanından Ankara'ya yürüyoruz. Bu yürüyüşümüz Demokrasi, laiklik, insan hakları, eşit yurttaşlık hakkı içindir" diyen başkan Burhan Kaya, Bu yürüyüşün amacı ayrımcılığa son verilsin, AİHM ve Danıştay Kararları uygulansın, Zorunlu din dersleri kaldırılsın, Diyanet lağvedilsin, Cem ve kültür evlerimiz yasal statüye kavuşsun, Madımak Müze olsun, Alevi köylerine Cami yapılmasın, Asimilasyon politikaları sona ersin diye, Özelleştirmeler son bulsun, Sendikasızlaştırmaya son, Eşit işe eşit ücret ödensin, seçim barajı kaldırılsın, dokunulmazlıklar kaldırılsın, zamlar geri alınsın, IMF politikaları sona ersin, Emperyalistler evine dönsün, Annelerimiz artık ağlamasın, Kürt sorunu Demokratik barışçıl yollarla çözülsün, Yurtta barış, Dünyada Barış olsun, Eğitim parasız olsun, Şeriatçı yükseliş dursun, Kimse dilinden, Dininden, kökeninden dolayı sorgulanmasın, bin yıllardır bu toprakların bir gerçeği olan ama ne yazık ki her aşamada inkâr edilmiş bu günlerde ise AKP gericiliğinde daha da azgınlaşarak sürdürülen bu yok sayma politikalarının sona erdirmek için Varto’dan Ankara’ya 7 Kasım günü cem evinin önünde toplanarak gerekli yürüyüşümüzü yaptıktan sonra, güzergâhımıza devam edeceğiz. Bu güzergâhımız olan Muş, Bingöl, Elazığ, Malatya, Kayseri ve Kırşehir’e kadar il ve ilçelerde basın açıklaması yaparak yürüyüşlerimizi sağlayarak Hacı Bektaşi velinin türbesini ziyaret ederek, musahiplik alarak Ankara’ya yürüyeceğiz. Dedi
Varto Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Burhan Kaya Türkiye’nin en ücra köşesi bulunan Muş’un Varto ilçesinde ilk defa Ankara’ya yürüyeceğimiz için derneğimizin önünde 7 Kasımda yapılacak olan basın açıklamasına ve yürüyüşe tüm Vartolu Alevileri katılmasına çağrıda bulunuyorum dedi.

Kaynak:www.pirsultan.net

Varto-Der yoneticilerinden Ayhan Soylu'yu kaybettik

Derneğimizin Gazi Mahallesindeki eski Genel Merkez yönetim kurulunun 2005-2008 yılları arasındaki üyesi olan Ayhan SOYLU'yu çok üzücü bir trafik kazası sonucu kaybettik.Hepimizin başı sağolsun.SOYLU'nun cenazesi memleketi olan Muskan köyünde toprağa verilmek üzere 01 Kasım 2008'de Varto'ya gönderilmiştir.Tüm sevenlerine duyurulur.

İstanbuldaki Vartolular Derneği Eyüp Şubesi Yönetim kurulu ve tüm üyeleri
http://www.vartositesi.com/

1 Kasimda sabit soyguna DUR diyelim !

Vartonun Çığlığı olarak 1 Kasım'da tüketiciden yana,insandan yana tavrımızı belirliyor SABİT SOYGUNA biz de DUR diyoruz.Bunun için yan tarafta gördüğünüz logoyu hazırlayarak siz dostlarımızın ilgisine sunmayı uygun gördük, dilerseniz sizler de bu logoyu afişe etmek ve kampanyaya güç katmak adına özel iletilerinize, msn lerinize ekleyebilir, dağıtarak çoğaltabilirsiniz.İşte haberimiz:

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF), Federasyon Başkanı Ali Çetin, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nda düzenlediği basın toplantısında, 1 Kasım Cumartesi günü sabit telefon hatlarının kullanılmamasını istedi.
Çetin, Telekom'un sabit ücret uygulamasına karşı tüketici lehine onlarca mahkeme kararı bulunduğunu, ancak yasal düzenleme yapılmadığı için uygulamanın halen devam ettiğini anlattı.
Ali Çetin, ''Tüketiciyi, kendisinden başka düşünen yok, uygulamayı sonlandırmak tüketicinin elinde. Bir gün sabitlerle konuşmayalım, soyguna ve hukuksuzluğa sessiz kalmayacağımızı gösterelim'' dedi.
Sabit telefon hattından bir ayda 29 kuruşluk görüşme yapan aboneye 14,75 YTL telefon faturası geldiğini belirterek, faturayı basın mensuplarına gösteren Çetin, bunun 10,43 YTL'sinin sabit ücret, 2 YTL'sinin KDV, 1,67 YTL'sinin ÖTV olduğunu kaydetti. Çetin, ''Bu rakam, her ay konuşulsa da konuşulmasa da ödenmek zorunda. Bu bir soygundur, hem de ortada bu kadar yargı kararı varken'' diye konuştu.
Ali Çetin, ADSL kullanmak isteyenlerin sabit hatta zorunlu olarak abone edilmesinin de ''suç olduğunu'' kaydederek, konuya ilişkin tüketici mahkemelerinden alınan kararlar bulunduğuna dikkati çekti.

Kaynak:AA-Cumhuriyet portal

Varto-der Eyüp Kongresi 2 Kasım'da


İstanbul'daki Vartolular Derneği Eyüp Şubesinin 5.olağan Genel Kurulu
26 Ekim 2008 Pazar günü Genel Kurulu salt çoğunluğa ulaşılmadığı tespit edilerek,02 Kasım 2008 Pazar günününe ertelenmiştir.
2 Kasım tarihinde salt çoğunluk aramadan aynı yer ve aynı saatte yapılacak olan Kongremize tüm üye ve dostlarımız davetlidir.
Tarih:02/11/2008
Yer:Vartolular Derneği Eyüp şubesi Lokali
Saat:13.00
GÜNDEM :
1-Saat:13.00 Açılış (katılımcı üyelerin tespiti ile imza karşılığı kurula alınması ve son hazırlıklar)
2-13.30 Saygı duruşu ve Divanın Oluşturulması
3- Dernek Şube Yönetim Kurulu Başkanı‘nın Açılış Konuşması
4- Konukların Konuşması (Yönetim Kurulunca davet edilen konuklar hazırsa divanca verilecek sıraya göre)
5- Yönetim Kurulu Çalışma Raporu, Mali Rapor ve Denetleme Kurulu Raporlarının sunulması
6-Sunulan Raporların görüşülmesi ile 2005-2008 dönemi Yönetim kurulunun Aklanması
7-Genel Merkez kongresine sunulacak öneriler veya tüzük değişikliği tekliflerinin karara bağlanması.
8- Sonraki Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, asıl ve yedek üyelerinin belirlenmesi ile , Genel Merkez kongresine katılacak delegelerin belirlenmesi
9-Dilek ve temenniler
10-Kapanış

Guluk köyü Derneği kongresini gerçeklestirdi


Gülükler Köyü Derneği 1.Genel Kurulu gerçekleştirildi.
Derneğe kayıtlı 50 Üyeden 28'inin hazır bulunduğu kongrede köyün genel sorunları dile getirildi.
Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Bingöl'ün sunumuyla başlayan kongreye daha sonra divan seçimi ve köylülerin katkıları ile devam edildi.Görüşlerini ve çalışmalar hakkındaki yorumlarını sunan köylüler Guluk köyünün kalkınması için herşeyin dernekten beklenilmesinin haksızlık olduğu ve herkesin bir şekilde dernek çalışmalarına katkıda bulunması gerektiğinde birleştiler.
4 Mezradan oluşan köy arazilerinin kiralanması sonucu elde edilen 19.000 YTL nin Varto'daki ziraat Bankasında açılan hesapta tutulduğu belirtilirken bu paranın bir bölümünün köy için yapılan harcamlarda kullanıldığı belirtildi.
Faaliyet Raporu, dernek çalışmaları ve köy sorunları üzerinde yapılan konuşmalar ve tartışmalardan sonra Faaliyet Raporu Genel Kurulun onayına sunuldu ve oybirliği ile kabul edildi.
Daha sonra dernek yönetim ve denetim kurullarının seçimlerine geçildi. Divan Başkanı, seçimin ne şekilde yapılacağı ile ilgili olarak açık oylama yaptırdı. Oybirliğiyle seçimin blok liste ile yapılmasına karar verildi. Bundan sonra blok liste oluşturulması için kısa bir süre toplantıya ara verildi. Önerilen blok liste gizli oylamaya sunuldu ve yapılan açık tasnif sonucu;

YÖNETİM KURULU ASİL ÜYELİKLERİNE
1 - Hakkı BİNGÖL
2 – Cemal YILMAZ
3 – Engin TAŞ
4 – Hasan GÜLER
5 – Kamer AKKOYUN
6 – Medine BİNGÖL
7 – Fikri BİNGÖL

YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYELİKLERİNE
1 – Cevdet BİNGÖL
2 – Hikmet AKKOYUN
3 – Yusuf SARI
4- Aydın TEKİN
5 – Ali ARAS
6 – Kamer TAŞ
7 – İbrahim KOÇHAN

DENETİM KURULU ASİL ÜYELİKLERİNE
1 – Engin YILMAZ
2 – Kamer YILDIZ
3 – Yusuf BİNGÖL

DENETİM KURULU YEDEK ÜYELİKLERİNE
1 – Mazlum DEDE
2 – Niyazi BİNGÖL
3 – Halis TEKİN
seçildiler.
Yapılan açık oylama sonucunda İzmir ili ile Tekirdağ ili Çerkezköy ilçesinde derneğin birer tane şubesin açılmasına oybirliği ile karar verilerek kongre sona erdirildi.
(Bu sayfadaki haber için www.gulukkoyu.com sitesinden yararlanılmıştır. )

Varto'lu Mucit hayatını kaybetti !

Varto'nun Ağaçaltı Xelefan Köyünden Nesimi Yeşilbağ adlı mucid hemşehrimizin yaşamakta olduğu izmirde hayatını kaybettiğini üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız.Nesimi amcanın anısına katıldığı NTV deki yarışma programındaki görüntülerine Vartositesi üzerinden yer veriyoruz.

Nesimi amca 22 Haziran 2007 tarihinde NTV tarafından, Türk Patent Enstitüsü ve Türk Telekom'un katkılarıyla Türkiye çapında ilk defa düzenlenen Türk Mucit Buluş Yarışması'nda finale kalan yarışmacılar arasında yer almıştı.
Not:Vefat haberini İzmirden Çetin akgül bildirmiştir.

www.vartositesi.com

Varto Belediyesi ile Tüm Belsen arasında yeni sözleşme


Muş'un Varto İlçe Belediyesi ile Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) temsilcileri arasında yeni toplu iş sözleşmesi imzalandı. Belediye Meclis Salonu'nda yapılan imza törenine, İlçe Belediye Başkanı Nurgül Özer, Muş Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Uğur Turan ve belediye çalışanları katıldı. İmzaların atılmasının ardından çalışan 30 işçinin sözleşmelerinin yenilenmesiyle ilgili bir açıklama yapan Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Turan "Çalışanlara 200 YTL'lik maaş zammı ve Kurban Bayramı'nda 1 ikramiye anlaşmasıyla sözleşmemizi yeniliyoruz" dedi. Belediye Başkanı Nurgül Özer ise imzalanan anlaşmanın hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Kaynak:Fatih Çelik-Varto

41 yıl sonra CHE nin öyküsü vartotv 'de !


CHE'NİN ÖYKÜSÜ!
Che'nin Devrimle Başlayıp İkonla Biten Öyküsü İstanbul'da
10 Ekim 2008 Cuma 20:14
Che'nin Devrimle Başlayıp İkonla Biten Öyküsü İstanbul'da
41 yıl önce Bolivya'da öldürülen devrimci Che'nin ünlü fotoğrafçı Korda tarafından çekilen efsane fotoğrafının bir tüketim nesnesine dönüşünün öyküsü, "Korda'nın Objektifinden Che" sergisinde Che'nin ölüm yıldönümü 9 Ekim'de İstanbullularla buluştu. Alberto Korda"nın çektiği Che Guevara fotoğrafının, Che'nin ölümünün ardından bir tüketim nesnesine doğru evrilmesinin öyküsü Che'nin ölüm yıldönümünde santralistanbul'da açılan sergide ziyaretçilerle buluştu. Küratörlüğünü Trisha Ziff'in üstlendiği sergi Korda'nın 1960'ta biraz da tesadüf eseri çektiği “Guerrillero Heroico/Kahraman Gerilla” adlı Che portresinin 48 yıl içinde sonsuz kez ve sonsuz çeşitlilikte yeniden üretilen bir imgeye dönüşmesi sürecini "Korda'nın Objektifinden Che: Bir Portrenin Devrimle Başlayıp İkonla Biten Öyküsü" adıyla Bilgi Üniversitesi'nin Silahtarağa Kampüsü'ndeki santralistanbul salonlarına taşıyor. Riverside Kaliforniya Üniversitesi'ne bağlı Kaliforniya Fotoğraf Müzesi'nin (UCR) yapımı olan sergi, 9 Ekim-4 Ocak tarihleri arasında ziyaret edilebilir. Bir salon dolusu Che Sergi, Korda"nın devrimci ideallerin simgesi olan Küba devriminin en önemli öncülerinden Marksist devrimci Ernesto Che Guevara'nın ünlü fotoğrafıyla karşılıyor sizi. Che kızıl beresi, rüzgarda savrulan saçları ve gözlerindeki kararlılık ve tutkuyla gülümsüyor duvarda. Yanında serginin hazırlanışı ve neden yapıldığına ilişkin cümleler büyük harflerle Che “aslında” bir devrimciydi diyor. Salonun ortasındaki camekanlarda Che"yi anlatan Türkçe kitaplar ve dergiler yer alıyor. 1968'de Che"yi kapağına taşıyan dönemin etkin dergisi Ant ve 1968 dosyasıyla Roll yan yana duruyor. Duvardaki altı küçük ekranda Che"yi anlatan filmlerden bölümler dönüyor. Brezilyalı Walter Salles"in Motosiklet Günlüğü/Diarios de Motocicleta, Richard Fleischer"ın yönettiği, Ömer Şerif"in başrolünde oynadığı 1969 yapımı “Che” ve diğerleri. Korda anlatıyor... İki büyük ekrandan birinde ise Korda “o” fotoğrafı çektiği tarihi anı anlattığı video dönüyor. Korda dün gibi hatırladığı büyük yürüyüşü ve Che"yi büyük bir heyecanla döküyor cümlelere. “Hava soğuktu” diyor ve ekliyor: "Binlerce kişinin önünde Fidel"i dinliyordum. Sonra kısa bir süre Che"yi gördüm ve deklanşöre bastım. Ancak dengemi kaybettiğim için iki kare çekebildim." Dünyanın en çok kullanılan, basılan ve tüketilen fotoğrafı birkaç saniyede kayıtlara geçiyor. Serginin ikinci kısmında ise Küba, Şili, Bolivya, Amerika, Nikaragua, Fransa, Almanya ve İstanbul"un da aralarında bulunduğu 30"u aşkın ülkede üretilmiş fotoğraf, afiş, film, ses, giysi ve eşyaları bulunuyor. Duvarları, tişörtleri, çantaları, montları, eylemleri, pankartları, afişleri, kartpostalları “süsleyen” Che yeniden ve yeniden “heyecan uyandıran” biri olduğunu hissettiriyor salonda adımlarınızı atarken. Sadece seyirlik değil okumalık da Che"li üretimlerin yanı sıra duvarları süsleyen çeşitli metinler sergiyi sadece seyirlik değil okumalık bir aktiviteye de dönüştürüyor. Jean-Paul Sarte, Jose Angel Toirac, Ariel Doffman, Jorge Castanéda, Edmundo Desnoes, Dough Mc Culloh ve diğerlerinin 41 yıl önce öldürülen devrimci üzerine cümleleriyle resmi tamamlıyor. Devrimsel içeriğinden çıkıp bir tüketim aracı haline gelen Korda'nın Che'sinin, çok çeşitli uyarlamalarla, hem en ince yorumlara bile direnen, hem de her tür değişime açık bir simgeye dönüşmesini ortaya koyan sergi geçtiğimiz yıllarda, İngiltere'deki Victoria ve Albert Müzesi'nin yanı sıra, ABD, İtalya, İspanya, Hollanda ve Portekiz'in önde gelen müzelerinde ziyaretçilerle buluşmuştu. İstanbulluların santralistanbul"da görebilecekleri sergi pazartesi günleri dışında 10.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyarete açık.
Kaynak:
BAWER ÇAKIR/BİANET

http://www.vartositesi.com/

Xamurpet gölleri turizme açılacak !


Muş Valisi Erdoğan Bektaş, Varto ilçesinden 25 kilometre uzakta ve Varto ilçesine bağlı Karapınar ve Ünaldı köyleri arasında bulunan büyük ve küçük Hamurpet göllerinin turizme kazandırılması için yol çalışmalarının sürdürüldüğünü belirtti.

Vali Erdoğan Bektaş, Varto Kaymakamlığı'nın Köylere Hizmet Götürme Birliği bütçesinden yaptırdığı Hamurpet Gölü yolunda incelemelerde bulundu. Varto Kaymakamı Mehmet yıldız ile birlikte çalışmaları yerinde inceleyen ve göl hakkında bilgiler veren Muş Valisi Erdoğan Bektaş, turizm açısından önemli bir hizmetin gerçekleştirildiğini söyledi.

10 kilometrelik yol yapımı için 250 bin YTL harcama yapılacağını ve yıllardan beri ulaşım sorunu olan Büyük ve Küçük Hamurpet göllerinin turizme kazandırılacağını söyleyen Bektaş, "Burada olağanüstü güzel bir doğa var. Büyük ve Küçük Hamurpet göllerini görmek isteyen çok sayıda insan var. Ancak yol almaması sebebiyle yıllardır sıkıntılar yaşanıyordu. Biz bu sıkıntıları aşmak için yol çalışmalarını bu yıl tamamlayacağız. Varto'nun Karapınar köyünden Küçük Hamurpet Gölü'ne, buradan Büyük Hamurpet Gölüne ve büyük gölden de Ünaldı köyüne varan bir yol yapıyoruz. Şu anda müteahhidimiz yol yapım çalışmalarını sürdürüyor" dedi.

Göllerin turizme açılması için özel sektöre de ihtiyaç duyulduğunu ve tekliflere açık olduklarını söyleyen Bektaş, "Bu iki göl Muş ilinde turizmin hizmetine açılmış olacaktır. Yol çalışması yapıldıktan sonra bu iki gölü gezmeye gelecek olan vatandaşlarımıza hizmet verecek daha farklı yatırımları düşünmek lazım. Bu noktada özel sektör noktasındaki girişimlerde önemli tekliflere açığız. Buranın bir turizm merkezi haline gelmesi için mesire alanı haline gelmesi için çalışıyoruz.

12 kilometre yol yapımı için yaklaşık 250 bin YTL bir harcamamız oldu. Bundan sonra burada ağaçlandırma çalışması yapılması şart. Bu bölgede hayvancılık yapılıyor ve vatandaşlarımız bu dağları mera olarak kullanıyorlar. Bu sebeple genel olarak bir ağaçlandırma çalışması yapmak mümkün olmayabilir. Ama zamanla vatandaşımız turizmden daha iyi bir gelir elde etmeye başlarsa daha iyi bir ağaçlandırma çalışması yapılabileceğine inanıyorum" dedi.

İl Çevre ve Orman Müdürü Rıfat Nehir de yıllardan beri yol sorunu olan göllere ulaşmakta sıkıntı çektiklerini kaydederek, "Ekonomik değeri çok büyük olan küçük ve büyük Hamurpet göllerini turizme kazandırmak açısından yol çalışması önem arz etmektedir. Burada ekolojik dengeyi bozmadan bakanlığımızın katkıları ile kuş gözetleme kuleleri kurmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca göl çevresinin piknik ve mesire alanı haline getirilmesi için proje çalışmalarını yapma gayreti içerisindeyiz. Bugüne kadar Büyük ve Küçük Hamurpet göllerine ulaşım için önemli sıkıntı yaşıyorduk ancak yol yapımı ile bu sorun tamamen ortadan kalmıştır" diye konuştu.

Varto ilçesinin kuzeybatısında Hamurpet dağlarının batısında yer alan Büyük Hamurpet Gölü, 2 bin 149 rakımda ve 21 metre derinliğindedir. Yüzölçümü bin 88 kilometre karedir. Gölün her tarafı dik kayalarla çevrilidir. Derinliği küçük göle nazaran daha az olduğundan yeşil renktedir ve kar suları ile beslenir. Kış aylarında donar, su seviyesi tüm yıl boyunca pek değişmez. Gölde bol miktarda aynalı sazan balığı ile ördek, kaz, turna ve kunduz da bulunmaktadır. Gölün bulunduğu alan volkanik özellikler taşımakta ve fazla olan suyu yakınından geçen İskender çayına akmaktadır.

Küçük Hamurpet Gölü ise Büyük Hamurpet gölünün yaklaşık 300 metre güneyinde ve 2 bin 173 rakımda küçük dairesel bir yapısı vardır. Gölün alanı 149 kilometrekaredir. 47 metre derinlikte olduğundan mavi bir görünüme sahip ve dipten Büyük Hamurpet'e akıntısı bulunmaktadır.
KAYNAK:İHA-MUŞ

Varto'nun ilk Kadın Belediye Başkanı Nurgül Özer görevine başladı!


Muş'un Varto İlçe Belediyesi'nin ilk kadın başkanı görevine başladı. İlçenin eski Belediye Başkanı Demir Çelik'in Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı olmasıyla boş kalan göreve, yapılan meclis oylamasıyla Belediye Başkan Yardımcısı olan Nurgül Özer getirildi. İlçenin ilk kadın belediye başkanı olan Özer, Türkiye genelinde 3 bin 500 belediyenin bulunduğunu belirterek "Bunlardan sadece 18'inin başında bayan bir başkan var. Be nde bu 18 kişinin arasında olduğum için mutluyum" dedi. Belediye Başkanı Nurgül Özer'in evli ve 4 çocuk annesi olduğu belirtildi

Kaynak:Fatih ÇELİK-Varto

www.vartositesi.com

ANASAYFAYA GERİ DÖN

Mehmet Akgül ne sew ne roc ! (KLiP)

Varto'lu Müzik emekçisi Mehmet Akgül'ün klibi VARTOTV de izlemek için tıklayın www.vartositesi.com

Varto'da 2.defa meyve veren armut ağacı şaşırttı !


Muş'un Varto ilçesine bağlı Bahçelievler Mahallesi'nde bir armut ağacının ikinci kez ürün vermesi dikkat çekti.
Bahçe sahibi Doğan Dede, bu sene ağaçlardaki armutları toplayarak yediğini belirterek, "Ağaçtaki armut tomurcuklarını fark ederek bana haber verdiler. Gördüklerim karşısında ben de çok şaşırdım." dedi.
Doğu illerinde bir meyveden 2 ürün alınmasının mümkün olmadığını ifade eden Dede, "Yıllardır bu bahçede duran ağaç ilk defa bu mevsimde ikinci kez meyve verdi. Normalde nisan, mayıs aylarında çiçek açıp, temmuz ayında meyve veren ağaç hepimizi şaşırttı. Küçük meyveleri çevremdekilere anlattığımda kimse inanmadı ama ağacı gördükten sonra çok şaşırdılar." şeklinde konuştu. (CİHAN)

Varto'da 3. Çökelek (toraq) festivali



Muş'un Varto ilçesinde düzenlenen '3. Geleneksel Çökelek Şenliği'nde, bayanların yaptıkları çökelekler jüri üyelerinin beğenisine sunuldu. İçmeler Köyü İlköğretim Okulu tarafından Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü konferans salonunda bu yıl 3'üncüsü düzenlenen şenlik ilginç görüntülere sahne oldu. Şenliğe Halk Eğitim Merkezi Müdürü Gıyasettin Aydemir, Demokratik Toplum Partisi (DTP) İl Genel Meclis üyesi Abdulbaki Alp, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum ve kuruluş amirleri, vatandaşlar ile çok sayıda öğrenci katıldı. Şenliğinin açılış konuşmasını yapan İçmeler Köyü İlköğretim Okulu Müdürü Barış Bozkır, geleneksel hale getirilen şenlik ile en iyi ve tadı güzel olan çökeleğin jüri üyeleri tarafından dereceye girenlerin belirleneceği bildirildi. 9 bayanın katıldığı yarışmada jüri üyeleri tarafından Saime Gedik'in yaptığı çökelek birinci, Lütfiye Dokak'ınki ikinci ve Güler Gedik'in ise üçüncü oldu. Birinci yarışmacıya altın, ikinci yarışmacıya kol saati, üçüncü yarışmacıya duvar saati hediye edildi. Öte yandan bayanlar Halk Eğitim Müdürlüğü önünde kurdukları stantlarla ayran, sac ekmeği, yağlı çörek, sira saci, patilan, zelfet, haşil, gibi yöresel yemekleri misafirlere ikram etti.
Haber-Fatih ÇELİK /Varto

www.vartositesi.com

ANASAYFAYA DÖN

VARTO İÇİN EL ELE ... (2004'DEN 2008'E BUGÜNDEN GELECEĞE)

vartonuncigligi.jpg2004 Yılının 15 Temmuz'unda o günlerdeki adımızla ( vartolular sayfası) üzerinden bir çağrı yayınlamıştık."Varto İçin El- Ele" adını taşıyan bu çağrımız uzun süre ilgiyle karşılandı.Forumlara konu edilen bölümleri oldu, yerel gazetemiz olan Gımgım Haber'de tümü yayınlandı.Geçen zaman içerisinde dile getirdiğimiz taleplerimizin bazıları ete kemiğe büründü; dolayısıyla bu çağrımızın bazı maddeleri artık hayal değil...Geri kalan maddelerin tamamının hayat bulması / geliştirilmesi ileriye taşınması adına Vartonun Çığlığı - Varto Sitesi olarak çağrımızı arşivlerimizden çıkarıp güncel sayfalarımızda yeniden sizlerle buluşturmanın yararlı olabileceğini düşünüyoruz.İşte 4 Yıl 3 Ay evvel yayınladığımız Çağrımız:
------VARTO İÇİN EL ELE--------
>>>>NEDEN BÖYLE BİR ÇAĞRI ? <<<<<
-Okumuş insan kapasitesi bakımından bölgede birinci sırada,Türkiye çapında ilk 5'teyer alan Varto,bu kadar geri kalmışlığı daha fazla taşıyamaz.
-Gerek yurt içi gerekse yurtdışına çeşitli sebeplerden ötürü verdiği GÖÇ nüfusuazımsanmayacak düzeyde olan Varto vicdani anlamda bile sahipsiz bırakılmıştır.
-Tarih boyunca defalarca şiddetli depremlere maruz kaldığı bilinen Varto,egemen siyasetanlayışınca dışlanmış,bilimsel gerçekler hiçe sayılarak afet bölgesi kapsamından çıkarılmıştır !
-Ödenek ve yatırımları nerdeyse tümden kısılan Varto kendi kaderine terk edilmiştir.Ama Vartolular,"VARTO'yu KADERİNE TERK ETMEMELİDİRLER,ETMEYECEKLERDİR"!.-Farklı düşündüğü için dışlanan bu ilçe,FARKLI olmaya devam edecek,ve elbet birgün hakettiğiilgiyi ve sevgiyi yakalayacaktır.-
-------NASIL VE NERDEN BAŞLAMALI
Şimdi sıra bizde,Varto'da yaşayan ya da uzakta Varto hasreti çeken herkeste!Kimse bize,hakkımızı vermeyecek,bunların tümünü kendimiz ve VARTO İÇİN bizler alacağız.Herkes,kendi bulunduğu konumdan Varto için birşey yapmak ve gücünü seferber etmek üzereharekete geçmelidir.
*1990'lı yıllarda inşaatına başlanan Varto Kültür Sitesinin kompleks inşaatı derhal bitirilmeli ve Varto'luların kullanımına sunulmalıdır.
*Tekelci basın üzerinde bir basınç uygulanmalı, VARTO'nun talepleri mutlaka "haber" olmalıdır.*Günlük ve Haftalık özgür basın kendi sayfalarında Varto'ya daha çok yer vermelidir.*İnternet üzerinden yayın yapan başta Varto siteleri olmak üzere,duyarlı siteler bu konuyuen azından gündemlerine almalıdırlar,tüm Varto'lular ve Varto dostları atacakları e-mailler aracılığıylabu konuları mutlaka gündeme taşımalıdırlar.
*Forum sayfalarında bu konular bütün boyutlarıyla tartışılmalı,ideal çözümler paylaşılmalıdır.
*Doğal güzelliğiyle Yaz ve Kış turizmine açık olan Varto,Turizmden yeteri kadar yararlanmak içintesisleşme,ve alt yapı sorunlarını çözmek zorundadır.Göçü önlemek için belki yakın vadedekien ideal çözüm Turizme kazandırılan Varto'nun kendi insanına da ekonomik olarak katkı sunmaya başlaması olacaktır.
*Hiç kimsenin daha önce gündeme getirmediği bir diğer konu bu kadar çok yüksek düzeyde okuyanı olanVarto'da niçin bir Üniversitenin örneğin Eğitim Fakültesinin olmadığıdır !Bilindiği gibi,Muş'ta yıllarca bir Üniversitenin Eğitim Fakültesi tabelası asılı durmuş ama Fakülte hiç bir zaman açılmamıştı.Kurulacakolan bir Üniversite bölgeyi özellikle sonbahar ve kış sezonu boyunca ayakta tutacak potansiyel yaratacak,bu da göçü kesinlikle engelleyecektir.
*Varto eğitilmiş iş gücü potansiyeli yüksek olmasına rağmen,İş sahasının nerdeyse sıfır olduğu ender yerlerden biridir.Belediye ve benzeri yerel kurumlar zorlanarak Varto'nun ekolojisini bozmayacak,yatırımlara gidilmelidir.Bizim önerimiz,Tuğla fabrikası, süt fabrikası, içme ve sodalı Su üretim tesisi ve benzeri sektörlerde yatırım yapılmasıdır.
*Varto Merkezi ile köyleri arasındaki akış daha sürekli hale getirilmelidir;Bu akışı tamamlayacak en önemlifaktörlerden birisi, VARTO-KARLIOVA-ERZURUM güzergahındaki yolun en kısa sürede ulaşıma açılmasıdır. Gerek yolun kısalması,gerekse kalitenin yükselmesi dışında acil hastaların Erzuruma aktarımında yaşanan veya yaşanabileceksorunlar da en aza indirilmiş olacaktır.Ayrıca büyük kentlerden gelirken alternatif yolların olması geri dönüş konusunda dahacazip imkanlar sunacaktır. Kısa vadede, şehirlerarası otobüslerin geçişleri bu yola kaydırılamazsa,Vartoluların kendi ulaşım ağınıkurması kaçınılmaz olacaktır.
*Yaklaşık olarak, 6 ayını kar altında geçiren Varto, Kış turizmi için hazır bekleyen bir nimettir. Dağlarımızın ve tepelerimizinbir çok noktada yumuşayan kıvrımları, Kayak tesisleri için inanılmaz bir imkan sunmaktadır. Bu konu mutlaka düşünülmelidir.
FESTİVALİN ETKİSİ:------------------
*İki yıldır,başarılı bir şekilde organize edilen, KOĞ TEPESİ HALK ŞENLİKLERİ, süreklileştirilirken, Yaz sezonunda Varto'daki hareketliliği ve dolaşımı en üst düzeye çıkaracak etkinliklerle süslenmelidir. Yöre halkının etkinliklere katılımı için tümteşvik edici boyutlar iyi düşünülmeli, örneğin her yıl bir veya bir kaç farklı köye turlar da festivalin programına dahil edilmelidir. Bu gezilerde gösterilecek olan özen ve çevreyi kirletmeden yapılan her türlü aktivite bir sonraki yıl için, katılımı daha da çoğaltacaktır.
*Varto'da çekilmiş, veya Varto'yu konu alan tek film TRT'nin çektiği bir belgeseldir.Oysa Varto'nun, konuları nerdeyse hazır -ek çaba sarfetmeyi gerektirmeden- film çekilecek doğal ortamı inanılmaz düzeydeyken sinemacılarımızın bu olaya el atmaması üzücüdür.Özellikle depremi konu alacak bir çalışma mutlaka yapılmalıdır. Tiyatro ve sinemadaki gururumuz olan Ali SÜRMELİ,ve diğer alanlardaki aydın, sanatçı, yazar - çizer, edebiyatçılarımızın hiç biri yalnız bırakılmamalı, sayın SÜRMELİ'nin Varto'da çektiği film mutlaka desteklenmelidir.
*Toparlarsak, Sinemadan-Edebiyata, Müzikten-Resime, Fotoğraftan-Bilime, Felsefeden-Plastik sanatlara, Eğitimden-Tıp'a, Bilişim dünyasının bütün unsurları ve elbette İNTERNET'e kadar saydığımız ve sayamadığımız tüm alanlarda başta Vartolular,ya da Varto dostları artık harekete geçmelidir.
*Bizler, bu çağrımız somut olarak hayata geçene dek susmayacağız, bu çağrıyı okuyan, duyan, bilen, yüreğinde Varto'ya dair sevgi ve umut besleyen herkes bugünden tezi yok harekete geçmelidir.Elimizde bu tür çalışmaları içtenlikle destekleyecek bir yerel örgütlenme,ve Belediye bulunmaktadır.
Yukarıda sayılanların hiç biri,tek başına bir kişiden beklenmeyecek kadar geniş,ve asla sadece Belediye'nin omzuna yüklenemeyecek kadar ağır konulardır.
*Sitelerimiz bu konuyu duyurmanın ötesine geçip, koordinasyon ve iletişim kanalına dönüşmelidir. Haydi Varto, haydi VARTOLULAR, şimdi harekete geçme vakti. Hedeflerimizi netleştirip, görev ve sorumluluklarımızı bilincine varalım. İşbirliği yapmak,el-ele vermek, dayanışmak ve kenetlenmekten başka şansımız yok.
*Bizim önerimiz, ilk olarak VARTO KÜLTÜR SİTESİNİN bitirilmesi, kütüphane, müze, tiyatro, sinema, panel ve benzeri hizmetlere hemen açılmasına yoğunlaşını sağlayabileceğinden çok verimli bir adım olacağı şeklindedir.DAHA FAZLASINI HAKETTİĞİMİZİ,HERŞEYİN EN GÜZELİNE LAYIK OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ.
Bundan böyle,bizi dışlayan yok sayan, kültürel ve düşünsel farklılığımızı yüzyıllara varan çok sesliliğimizi bizi birbirimize düşürmek için kullanmaya çalışanlara inat, dillerimizi, kültürlerimizi, geleneklerimizi, yaşam tarzlarımızı bütün özgünlükleriyle koruyup gelecekle buluşturmamızın önüne hiç kimse geçemeyecektir. İSTİYORUZ VE BAŞARACAĞIZ... BİLİYORUZ.------------
e-mail adreslerimiz:-------------------
vartolular@mynet.com
guzelkentkoyu@mynet.com
velibeyazgul@mynet.com


Labels

vartohaber (12) varto (8) Eğitim (6) 6.koğ festivali varto (5) Varto Belediyesi (5) alevi (4) 12 eylül (3) Badan köyü (3) Ferhat Sidar BİNGÖL Kalp nakli (3) Haber (3) RADYO GIMGIM Futbol (3) dersim (3) istanbul vartolular gecesi (3) izmir varto der (3) varto vakfı varto haber (3) Barış (2) Kesk Disk Türk iş miting kriz (2) Kocaeli (2) Muş Valisi (2) Varto seçimler oy oranları DTP AKP CHP (2) Vartoder (2) asker (2) barış grubu (2) dersimin kayip kizlari (2) iki dil bir bavul özgür doğan (2) kardeşlik (2) kültür sanat (2) organ bağışı (2) radyo gımgım (2) referandum (2) trt6 trt şeş (2) türkiye 1.si (2) varto belediye başkanlık seçim (2) varto yüksek okulu (2) xamurpet gölü hamurpet turizme açılıyor (2) Üniversite (2) çaylar (2) - (1) 1 kasım kampanyası soyguna hayır sabite hayır (1) 7.VARTO koğ festivali (1) 7.koğ festivali (1) Alpaslan Üniversitesi (1) Anadolu (1) Anayasa Mahkemesi (1) Bingöl (1) Daimi (1) Demokratik acilim (1) Deniz (1) Dersim Katliamı (1) Dtp (1) Ekin TV (1) Ernesto che guevara (1) Eşrefoğlu (1) Fırat Güneş (1) Gazi Katliamı (1) Gola Kesqe (1) Gülşen Değer (1) Hadise eurovision Düm tek tek (1) Halepçe katliamı (1) Haydar selçuk (1) KOMA GIMGIM (1) Kayıp Şarkılar (1) Kemal soyer (1) Luwi (1) Maraş Katliamının 30.yılı (1) Mehmet Yıldız (1) Miting (1) N (1) Newroz (1) Nurhayat Sağlam (1) Polemik (1) Röpörtaj şahturna (1) Sakina Teyna (1) Siya Korta (1) Sofyan köyü varto (1) TEKEL direnisi (1) Tarih (1) Tural (1) Turk Telekom (1) Varto Belediyesi seçimleri (1) Varto Vakfı (1) Varto Üniversite (1) Vartosanat (1) Yılanlı köyü inali (1) arkeoloji (1) bana iyi bak general (1) barajlara hayır (1) bds (1) berfin (1) berlin varto der (1) beşiktaş (1) bjk (1) boykot (1) civarkan (1) darbe (1) demir çelik (1) deprem (1) dersimspor (1) devrimden sonra (1) din (1) dünya sampiyonu (1) ege (1) elektrik (1) evet (1) festival (1) futbol (1) gazete (1) general (1) gestemerde (1) hawtemal (1) hayri bingöl (1) hayır (1) hızır çeşmesi (1) ihsan yüce üzerine (1) izmir varto gecesi (1) kadim tan vartolu emekçi (1) kapatma davasi (1) kartaldere (1) kayak (1) keranlıx dayanışma gecesi (1) kora (1) kox festivali 2010 (1) kurtçe tv (1) lazonya (1) luvi (1) munzur (1) mus rekabet lisesi (1) mutlu haner (1) nazım uzunboylu (1) nilufer akbal trt 6 (1) omcalı (1) orhan yılmazkaya (1) raqasan varto dayanısma gecesi (1) raqasanlı öğrenciler (1) savaş (1) sel savaş (1) selma kociva (1) sevda (1) seçim- (1) sibel akdağ varto (1) silikozis kot isçileri (1) sivas anması 2 temmuz 2009 (1) sofya doğanca köyü (1) sonuçlar (1) sınav (1) sırrı sakık (1) taraf (1) tatan (1) teknedüzü (1) trafik kazası (1) tunceli (1) türkü (1) tıp (1) varto EML (1) varto depremi (1) varto kaymakamlığı (1) vartoda üniversite kuruluyor (1) vartolu (1) vartolular derneği varto-der (1) vartolular gecesi (1) vartositesi (1) vartoya üniversite (1) vicdani red (1) yar belli degil özgür demirhan (1) yazar (1) zazaca zazaki dil kampanyası (1) Önder Özdemir (1) çayçatı köyü gundemiran eğitim anaokulu usta öğretici başarı (1) çevre (1) öykü (1) özellestirme (1) Şervan Taş (1) Şirinler 50 yıldır komünizmi anlatıyor (1)